TBMM ile Mısır ve Libya temsilciler meclisleri arasında, parlamentolar arası dostluk grupları kurulmasına ilişkin tezkere, 30 Nisan’da TBMM Genel Kurulu’nda oylanarak kabul edildi.
Kabul edilen tezkere ile Türkiye ve Mısır arasında 8 yıldan bu yana devam eden gerilime “iki ülke için perde arası verildiği” belirtiliyor. Türkiye, Müslüman Kardeşler destekli Muhammed Mursi’nin 2013’te askeri darbeyle devrilmesinden bu yana Mısır’la diplomatik ilişkilerini maslahatgüzar seviyesinde sürdürüyor.
Ancak Mısır’ın, Türkiye’nin Birleşmiş Milletlere (BM) bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak 18 numaralı parselde ilan ettiği ruhsat ihalesi sonrası iki ülke arasındaki ilişkilerde yumuşama adımları atılmaya başlandı.
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan‘a ülkesinin D-8 Dönem Başkanlığında ortaya koyduğu çabalardan ötürü teşekkür ederim” demişti. Ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, 4 yıl aradan sonra telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
Türkiye’nin geçen yıl, Kahire ile normalleşme girişimlerinin bir parçası olarak Mısır’ın NATO ile ortaklık faaliyetlerine koyduğu vetoyu kaldırdığı öne sürüldü. Eğer bu iddia doğruysa Türkiye – Mısır ilişkileri 0 noktasından olumlu noktaya doğru ilerlemeye devam eder.
Bence bu normalleşme sürecindeki en önemli nokta Libya’da tekrar barışın sağlanması ve Libya lideri Dibeybe’nin ilişkilerin iyileştirilmesi için aldığı insiyatif. Dibeybe seçildiği dönemde Türkiye yanlısı olmakla suçlanırken ilk ziyaretini Kahire’ye gerçekleştirdi ve bu kaygıları giderdi.
Sonrasında Türkiye ile görüşen Dibeybe bölgedeki dengeyi korudu. Bu da Türkiye ve Mısır’a karşılıklı adım atma fırsatı verdi. Ancak şunu unutmamak gerekiyor ki bugün iyiye giden ilişkiler Mısır’ın taraf değiştireceği ve Doğu Akdeniz’de Türkiye ile uzlaşacağı anlamına gelmiyor.
Unutmamak gerekiyor ki ortada siyasi , askeri ve ekonomik olarak kurulmuş ABD , AB , Yunanistan , BAE ve İsrail ittifakı var. 8 yılda 0 noktasına gelen ilişkilerin yeniden yumuşaması kıymetli olsa da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarının vuku bulması yıllar alabilir. Çünkü bu konuda ilk ABD’nin ve AB’nin Yunanistan’ı satması gerekmekte.