İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yanı Başımızdaki Nükleer Tehlike: Metsamor

Çernobil felaketinin üzerinden tam 37 yıl geçti. Dünya, geçen bu süre zarfında nükleer enerjinin getirebileceği felaketlere ve yıkımlara karşı önlemler aldı. Fakat felaket ihtimalleri tam olarak sonlanmış değil. Olası bir Çernobil aramak için de çok uzağa bakmamıza gerek yok. Tehlike hemen yanı başımızda Ermenistan’ın Türkiye sınırına çok yakın bir yerde: Metsamor Nükleer Santrali’nde.

Metsamor Nükleer Santrali 1976 yılında Sovyetler Birliği döneminde Ermenistan’da (o dönemki adıyla ESSC) inşa edildi. İki reaktör olarak inşa edilen santralin ilk reaktörü 1977’de ikinci reaktörü ise 1986 yılında faaliyete girdi. Santralin konumu ise her zaman tartışmalara konu oldu. Ermenistan’ın başkenti Erivan’a 35 km uzaklıkta olan santral, Türkiye’ye ise sadece 20 km uzaklıkta yer alıyor. Sovyetler Birliği döneminde teknolojisi gereği su kaynaklarına yakın olması için Ermenistan’da inşa edilen santral, çalışanların da kolayca ulaşım sağlayabilmesi için Erivan şehrine de yakın bir konumda kurulmuş. Büyük yerleşim yerlerine bu kadar yakın olmasının yanında bir diğer büyük sorun ise santralin deprem coğrafyasının üzerinde olması. Fay hatlarının geçtiği ve 7-8 şiddetinde depremlerin yaşandığı bölgede kurulu olan Metsamor Nükleer Santrali olası bir doğal afet sonrası büyük bir nükleer felaket yaratma riskini de taşıyor.

Deprem Coğrafyasındaki Bir Sovyet Santrali

Metsamor Nükleer Santrali’nin bulunduğu coğrafya 7-8 şiddetlerinde depremlerin yaşandığı, aktif fay hatları ile dolu bir bölge. 1988 yılında Ermenistan’da yaşanan Spitak depreminde santralin hasar aldığı iddia edilmiş ve sivil toplumun baskısı ile 1 sene sonra 1989 yılında santral kapatılmıştır. Ermenistan’ın Sovyetler Birliğinden bağımsızlığını ilan etmesi sonrasında ülkede boy gösteren yakıt, enerji ve gıda gibi insani ihtiyaçların kıtlığı 1993 yılında santralin tekrar açılması konusunu gündeme getirmişti. 1995 yılında tekrar faaliyete giren 2. Reaktör ile birlikte Metsamor günümüzde Ermenistan’ın enerji ihtiyacının %40’ını karşılıyor.

Metsamor’un bir diğer özelliği ise dünyada çalışır durumda olan en eski iki nükleer santralden biri olması. Çernobil ile aynı teknolojiye sahip olan santralin su ile işleyen bir soğutma sistemi bulunuyor ve bacalarının etrafında da koruyucu beton duvarları var. İhtiyaç duyduğu uranyumu Rusya’dan havayolu ile tedarik eden santralin ömrü ise sadece 2005 yılına kadardı. Uluslararası otoritelerin gerekli denetimleri sonrasında işletim süresi önce 2016 yılına, ardından 2021’e, Rus uzmanların santralde gerçekleştirdikleri iyileştirme çalışmaları sonrası da 2026 yılına kadar uzatıldı.

Avrupa Birliği Kapatılmasını İstiyor

Avrupa Birliği’ne göre Metsamor Nükleer Santrali tam bir patlamaya hazır saatli bomba. AB raporlarına göre bölgesel bir felaket yaratmaması için derhal kapatılması gerekiyor ve konuyla ilgili otoriteler tarafından Ermenistan’a uluslararası arenada baskı yapılıyor. Avrupa Birliği üyelik sürecinde zamanında Slovakya, Çekya, Bulgaristan gibi ülkelerdeki eski tip nükleer santrallerin de kapatılması istenmiş, müzakere süreçlerinde bu durumu ön şart olarak koşulmuştu. Ermenistan’ın ise Metsamor’u baskıya rağmen kapatmaya yönelik bir girişimi henüz yok. Ülke genelinde mevcut olan kuraklık, hidroelektrik üretiminin aksaması nedeniyle enerji üretimini olumsuz etkilemiş ve santrale duyulan ihtiyacı daha da arttırmıştır. Santralin kapatılması demek Sovyetler Birliği’nin dağıldığı dönemde şehirlere günde sadece 1 saat elektrik verilebilen Ermenistan’a geri dönmek demek.

Diğer bir yandan Ermeni otoriterler ise Metsamor’un güvenli olduğunu iddia ediyorlar. Rus uzmanların yardımı ile iyileştirme çalışmaları yapılan santralin zehir saçtığı ise bir yalan. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Ermenistan sınır bölgesindeki radyasyon ölçüm istasyonlarından alınan veriler normal seviyelerde. Metsamor Nükleer Santralinin bulunduğu bölgedeki kanser vakaları ise Ermenistan ortalamasının altında seyrediyor. 

Metsamor Nükleer Santrali hala faaliyette ve yakın zamanda kapatılacak gibi de durmuyor. Metsamor’u bu kadar gündemde tutan şey ise sembolleşmesi ve Ermenistan hükümetinin uluslararası arenadaki güçsüzlüğü. Eski Sovyet teknolojisinin bir ürünü olarak görülüyor geçtiğimiz yüzyıla ait olduğu düşünülüyor. Ayrıca bölgede artan İran varlığı ve Azerbaycan ile olan gerginliğinin askeri boyutlara taşınması santrali Ermenistan için hayati kılıyor.