İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ukrayna- Rusya Savaşı Işığında ABD ile Venezuela Arasında Ne Oluyor?

ABD ve Venezuela ilişkileri; Maduro’nun ilişkileri kesmesi ile daha çok gerginleşmesine
sebep oldu. Fakat bu iki ülkenin ilişkileri geçmişe dönüp baktığımızda hiç de kötü olmadığını
görebiliriz. Peki ABD ve Venezuela ilişkileri ne zaman bozulmaya başladı ?

Geçmişte Ne Oldu?

Venezuela ve ABD arasındaki gerginliğin başlangıcı ; ABD başkanı Donald Trump’ın
muhalefet lideri olan Juan Guaidio’yu Venezuela’nın geçici başkanı olarak tanıması ve
Devlet Başkanı olan Nicolas Maduro’yu yasadışı ilan etmesi ile başladı. İki ülke , 20 yıl önce iktidara gelmiş olan Hugo Chavez iktidarından bu yana sorunlar yaşasa da birbirlerine karşı düşmanca tavırlara sahip değillerdi.

Yakın Zamanda Venezuela ve ABD İlişkisi Nasıldı?

Devlet Başkanı Hugo Chavez öldükten sonra, Nicolas Maduro 2013’te iktidara geldi. Ülke
ciddi bir ekonomik kriz yaşadı ve büyük bir mülteci krizine sebep oldu. Maduro, Hugo
Chavez’in sahip olduğu düzeyde bir duruş sergileyemedi. Böylelikle sol müttefikler
kaybolurken , düşman olan merkez sağ hükümetler yer almaya başladılar ve Donald Trump‘ın başkanlığı döneminde; ABD’nin Venezuela’ya karşı düşmanlığı arttı.

Peki Sonra ki Süreç de Neler Yaşandı ? Rusya ve Ukrayna Savaşı Venezuela ve ABD

İlişkilerinde Nasıl Etkiledi?

Uzun zamandır ilişkileri iyi gitmeyen bu iki ülke için , geçtiğimiz günlerde dikkat çekici
gelişmeler yaşandı. ABD, Rusya-Ukrayna savaşından dolayı, Rusya’nın petrol gelirlerine
engel olmak için dostane ilişkilere sahip olmadığı Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro
ile iletişime geçti.
Venezuela’nın petrol endüstrisi, ABD’nin Venezuela’ya yönelik ekonomik yaptırımlarından dolayı, ülkenin petrol ticareti Rusya ile iç içe geçmiştir. Biden yönetimi, Rusya petrolünün yerini alacak yeni arzlar bulmak, Venezuela petrolüne oluşan ihtiyacı gidermek için , Maduro ile görüşmek istedi. Bu istek; Biden’ının , Veneuzela’ya karşı olumlu bir tutum göstermek de istekli olduğunun göstergesi olabilir. Fakat Biden’ın Venezuela’nın petrol ihracatını artırmasına izin vermeden önce, Venezuela’nın demokratik yönetimi kurma isteğini görmek istiyor.
Bu görüşmeler ABD ve Venezuela ilişkilerini iyileştirici olabileceği öngörüldü. Son zamanlarda; ABD, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun insan hakları ve zayıf demokrasi hakkındaki tavrını ve davranışlarını sebep göstererek Venezuela’ya petrol sektöründe birçok yaptırım uygulamıştı. Bu gerekçelerden yola çıkarak ; Maduro ; ABD’ yi yaptığı yaptırımlarından ve göstermiş olduğu haksız tavrından dolayı suçlamıştı. İki taraf açısından da uzlaşma kolay gözükmüyordu ancak iki ülke içinde göz ardı edemeyeceği önemli bir konuya sahipler. Bu konu; iki ülke içinde çok önemli olan petrol konusudur. Venezuela Devleti için petrol her şeydir ve ABD , geçmişten bu yana Venezuela’da bulunan petrol kaynaklarını güvence altına almak istemiştir ve bu isteğine göre uygulamalarda bulunmuştur. ABD ve Venezuela arasında yapılan bu görüşmeler ile ilişkilerinin iyileşmesi her iki ülkenin de çıkarları için olumlu yönde olacaktır. Bu sebeple; geçen haftalarda ABD’nin yaptırımlarını kaldırmasını isteyen Maduro; yaptığı bir televizyon konuşmasında , samimi bir görüşme yaptıklarını ve diplomasi ile dostane ilişkilerinin kurulması gerektiğini vurgulayarak , ABD’ye barış sinyali vermiştir. Ayrıca, yaptırımlar konusuna ayrı bir parantez açtığımızda ; Danışmanlık kuruluşu Datanalisis’in başkanı Luis Vicente Leon’un “ABD ‘nin petrol ile ilgili Venezuela’ya karşı olan yaptırımlarının bir amaca ulaşmadığını dile getirmiştir. Diğer çarpıcı gözlem ise ; Ukrayna krizi başladıktan sonraki süreç de, petrol yaptırımlarının durumu zorlaştırdığı açıkça görülmüştür.
Son olarak yaşanılan olaylara baktığımızda;Venezuela için yaptırımların çoğu kaldırılırsa,
Venezuela ihracatının bir kısmını Çin’den ABD’ye yönelmesi ile birlikte Venezuela’nın kamu maliyetlerinin düşmesine ve iyileştirmesine yol açabilir. Ayrıca ; ABD, Rusya’dan petrol almayı bırakırsa, Venezuela ham petrol açığını büyük oranda yardımcı olabilir. Ancak küresel ihtiyacı karşılaması mümkün olamaz ve ABD’nin Rus petrolüne alternatif kaynaklar arıyor olması, petrol fiyatlarının da çok fazla artmasına sebep olabilir.