Bölgedeki ülkelerin son dönemde yaptıkları uçak alımlarıyla birlikte Türkiye’nin hava üstünlüğü azaldı. Bir ülkenin askeri kuvveti savaşmak için değil öncelikle caydırıcılık için gereklidir. Üstün caydırıcılık savaşmamayı sağlar. Bu içeriği hazırlarken amacım Türkiye’nin bir savaşa girmesi değil caydırıcılığın arttırması.
Türkiye’nin şuan için elinde sadece emektar 414 adet F-16’sı bulunmakta. Bu da coğrafyadaki diğer ülkelerin son dönemdeki alımlarıyla birlikte hava üstünlüğünün ciddi şekilde azalması manasına geliyor. Ayrıca , F-16’lar eskimeye yüz tutmuş bir teknoloji.
Yunanistan’ın Rafale/Meteor alımı , F-35 siparişi ve Arap ülkelerinin de yaptığı alımlarla ulusal tehdit oluşturma ihtimali olan ülkelerin hava kuvvetlerinin geliştiğini söyleyebiliriz.
Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçlarını karşılamak üzere başlatılan Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi ile bu açığı uzun vadede kapatmak istiyor. MMU’nun En erken üretim tarihi 2030 yani yakın ve orta vade için tek çözüm yabancı savaş uçağı almak.
MMU’dan biraz bahsetmek gerekirse; 2030’lu yıllardan itibaren kademeli olarak devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek yurt içi imkân ve kabiliyetler ile tasarlanan modern uçakların üretilmesi amaçlanmaktadır.
Uçak Almakta Zor İş
Türkiye’nin mevcut jeopolitik düzlemi ve içinde bulunduğu AB ile çatışmalı pozisyonu dahilinde ne AB ne de ABD ürünü bir savaş sistemini alma ihtimali bulunmamaktadır. Fakat bunun dışındaki bir alım da NATO ile incelen köprünün atılması manasına gelir.
Türkiye’nin batı teknolojisi, silah sistemleri ve savunma sanayii alt bileşenlerine erişebilmesi için NATO, ABD ve AB standart ve politikalarına tam uyumu gerekir. Yani işin özü konu yine S-400 ‘e geliyor.
Bazı stratejistler bu konuda S-400’den vazgeçilmesini bir çözüm olarak görüyor ama S-400’den vazgeçmenin de Doğu Akdeniz konusunda hava kontrolü bakımından ciddi bir kaybı olacağını söylememiz gerekiyor.
Daha Kolayı Var
İşin sonu; yine Mısır ve İsrail ile masaya oturmanın Doğu Akdeniz’deki en ideal ve masrafsız çözüm olacağı gerçeğine geliyor. Çünkü o zaman hangarda duran S-400 ile NATO ikna edilebilir ve satın aldığımız F-35’lerimize kavuşabiliriz.
Yine dönüp dolaşıp Biden yönetimi ve Erdoğan’ın arasındaki pazarlık masasına geliyoruz. 2021’de dış politikada 2020 kadar hareketli geçecek gibi duruyor. Tek cümleyle , Biden yönetiminin S-400 konusunda Trump’tan daha katı olacağını söyleyebilirim.
Esen Kalın.