İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tacikistan-Kırgızistan Neden Çatışıyor?

Sorunu anlamak için bütün toprak sorunlarında olduğu gibi öncelikle adı geçen ülkelerde bulunan söz konusu toprakların neden bu kadar önemli olduklarını anlamak gerekir.

Tacikistan ve Kırgızistan arasında yaklaşık 980 kilometrelik kesinleştirilmemiş bir sınır hattı bulunuyor. Yaşanan sorunun kalbi ise Voruh anklavıdır. Geçmişe hızlı bir bakış atmak gerekirse, 1937’de iki ülke arasında kesin bir sınır hattı belirlenmesine rağmen iki devlet de o sırada Sovyetler Birliği’nin üyesi olduğu için sınırlar sözde kaldı. Bu durum iki devlet arasında karşılıklı bir göç akımına yol açtı ve daha sonrasında Kırgızistan’ın Batken ilinde yedi adet anklav bölge oluştu. Bahsi geçen anklavlardan birisi de Voruh adı verilen ve 35 bin Tacikistan vatandaşının yaşadığı bölgeydi. Lakin 1924’de, 1927’de ve 1947’de imzalanan belgelere esasen Voruh bölgesi bir anklav olarak nitelendirilmiyordu. Voruh ve çevresindeki topraklar (bugünkü Kırgızistan’ın egemenliği altında olan bölge) Tacikistan’ın Isfara iline bağlıydı.

Günümüze gelindiğinde ise problemin tarafları bölgede artan gerilimden birbirini sorumlu tutuyor. Tacikistan Kırgızistan’ı Voruh anklavını ele geçirmeyi istemekle, Kırgızistan ise Tacikistan’ın eski öz toprakları olarak gördüğü Voruh bölgesini ve etrafındaki toprakları geri almak niyetinde olmakla Tacikistan’ı suçluyor.

Stanislav Pritchin’e göre, Kırgızlar genelde Batken ilinden dışarıya göç ederken, Tacikler ise tarım arazileri ve yayla alanlarının geniş olması, ve en önemlisi su kaynaklarının bolluğu nedeniyle Batken bölgesine akın ediyor. Dolayısıyla, Voruh bölgesinin bu kadar önemli olmasının temel sebebi hayati önem taşıyan su kaynaklarıdır desek yanılmış olmayız.

İlk bakışta hayati ihtiyaçlar savaş sebebi olmak için yeterli olsa da, çarkın tam olarak böyle dönmediğini anlamak lazım. Söz konusu olan bölge kaynağı Afganistan’dan gelen uyuşturucu kaçakçılığı akışında önemli bir nokta olduğu için dış aktörlerin de bu bölgede gözü olması hiç şaşırtıcı değil. Ayrıca, Vasily Koltashov gibi bazı Rus siyaset uzmanları, eylül ayında yaşanan Kırgızistan-Tacikistan ve Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sınır gerilimlerinin güçlü batı ülkeleri tarafından yönetildiğini ısrarla iddia ediyor. İleri sürdükleri argüman ise iki sorunun da eşit şekilde hem Rusya’nın, hem de Çin’in çıkarlarına ters düşmesi. Ayrıca iki gerilimin de Şanghai İşbirliği Teşkilatı’nın düzenlediği Semerkant Zirvesi’nin arifesinde ortaya çıkması bu iddiayı daha da güçlendiriyor. Bu nedenle, Eylül 2022’de Kırgızistan ve Tacikistan arasında alenen artan gerilim, iddialara göre batılı güçlerin Rusya ve Çin’e karşı düzenlediği, tarafları milliyetçi hayallerle galeyana getirip sabote ettiği bir saldırı olarak nitelendirilebilir.

Genel olarak değerlendirildiğinde, Voruh bölgesinin anklav olarak kalması en çok Kırgızistan’ın lehine olur. Çünkü Voruh’tan Batken iline gidilen bölge oldukça dağlık ve ulaşım tek yol üzerinden yapılıyor. Ayrıca bu krizde daha dezavantajlı olan taraf ise çok sayıda vatandaşının Kırgızistan sınırları içinde hayatlarını sürdürmesi sebebiyle Tacikistan olarak gözüküyor.