İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sudan ve Çatışma Çıkmazı: Savaşın Ayak Sesleri

2021 darbesinden bu yana Sudan, büyük bir anlaşmazlığın merkezinde iki askeri lider tarafından yönetilmektedir; Silahlı kuvvetlerin başı ve fiilen ülkenin Cumhurbaşkanı General Abdel Fattah al-Burhan ve RSF lideri General Mohamed Hamdan Dagalo (Hemedti). Geçtiğimiz nisan ayından beri Sudan’da çatışmalar bu iki askeri liderin yönettiği grupların arasında yaşanıyor; Abdel Fattah al-Burhan tarafından yönetilen Sudan ordusu ve Hemedti tarafından yönetilen RSF veya Hızlı Destek Kuvvetleri olarak bilinen paramiliter grup. Aynı zamanda bu paramiliter grubun kökleri 2003 yılında Sudan’ın batısında bulunan Darfur bölgesindeki iç savaşta insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarıyla anılan Cancavid milislerine dayanıyor. Tüm bu güç mücadelesi nedeniyle yüzlerce kişinin öldüğü ve milyonlarca kişinin yerinden edildiği tahmin ediliyor. Crisis Group-Afrika Boynuzu baş analisti Alan Boswell, “Bu, Sudan’ı kimin kontrol edeceğine yönelik saf bir güç mücadelesi” ve “Bu savaş, sivil yönetimin hızlı bir şekilde yeniden kurulmasına yönelik tüm umutları şimdiden yıkıyor.” şeklinde açıklama yaptı. Ayrıca Birleşmiş Milletler, 800.000’den fazla insanın ülkeyi terk edeceği konusunda uyarıda bulundu ve BM Mülteciler Yüksek Komiser Yardımcısı Raouf Mazou: “İlgili tüm hükümetler ve ortaklarla istişare ederek yedi komşu ülkeye kaçabilecek tahmini olarak 815.000 kişilik sığınmacı rakamına ulaştık.” dedi.

Sudan; ticaret, göç ve kültürel alışveriş için önemli bir merkezdir. Kıtanın en önemli su kaynakları olan Nil Nehri’nin ve Kızıldeniz’in kıyısında stratejik konuma sahip bir ülkedir. Bununla beraber, tüm bu durum itibari ile Nil havzasında bulunan komşu ülkeler içinde çatışmanın gidişatı açısından büyük önem arz etmektedir. Halihazırda silahlı çatışmalara, siyasi istikrarsızlıklara ve mülteci sorunlarına ev sahipliği yapan Sudan’a komşu ülkeler (Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Mısır, Eritre, Etiyopya, Libya ve Güney Sudan) çatışmanın kendilerine sıçrayabileceği endişesi yaşıyor. Ayrıca, güncel olarak yaklaşık 50.000 kişinin Mısır, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad gibi komşu ülkelere sığınmak için kaçtığı belirlendi. Bu endişelerin sonucunda Mısır arabuluculuk için harekete geçti ve başkent Kahire’de bir araya gelen Arap Birliği, 1 Mayıs Pazartesi günü Sudan’daki çatışmalarla ilgili acil bir toplantı düzenledi. Mısır’ın Daimî Temsilci Yardımcısı, komşu ülkedeki çatışmayı durdurmak için bir karar taslağı hazırladı, çatışmanın derhal ve kapsamlı bir şekilde durdurulmasını istedi. Çatışma halindeki tüm tarafların Sudan halkına öncelik verme ve insan kaybını durdurma çabalarını başlatma çağrısında bulundu. Her ne kadar Mısır arabulucu rolünü üstleniyor gibi görünse de çatışmanın en başından beri Etiyopya ile olan Nil Nehri paylaşımı krizindeki en büyük müttefiki Abdel Fattah al-Burhan’ı desteklemektedir, RSF paramiliter grup tarafından yayınlanan görüntülerde Mısırlı askerlerin Sudan ordusunda yer aldığı görülmektedir. Bazı kimseler Mısır’ın bir tarafı desteklerken arabulucu rolünü üstlenmesi ile Mısır’ın adeta bir kumar oynadığını düşünüyorlar.

Peki, kıta dışındaki aktörler bu barış inşası ve arabuluculuk sürecinde nerede? ABD ve Suudi Arabistan’ın öncelik ettiği Sudan ordusu ile paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasındaki “müzakere öncesi görüşmeler” Cidde’de başladı. Suudi Arabistan, ABD, İngiltere, BM ve Afrika Birliği; Sudan’da arabuluculuğun en büyük destekçileri olarak görülüyor.  Batının en büyük endişesi, Sudanlı liderlerin Kızıldeniz’de bir Rus üssü kurulmasına sıcak bakması.Bu nedenle arabuluculuk ve insanı yardımlarda aktif bir rol üstleniyorlar.

Sonuç olarak, çatışmanın çözümü sanıldığından daha sancılı ve uzun olabilir. Çünkü çok sayıda arabulucunun varlığı çok sayıda çıkar grubunun olması demektir. Örneğin; Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, RSF’nin lideri Hemeti’nin en büyük mali destekçisiydi. Ayrıca daha önce de belirtiğimiz gibi Mısır’ın, Nil havzasındaki en büyük müttefiki olan Sudan Ordusu’nun lideri Burhan’ın destekçisi olduğu biliniyor. Bu taraf tutan aktörlerin varlığı çatışmanın alevlenmesi için büyük bir risk yaratbilir. Crisis Group-Afrika Boynuzu baş analisti Boswell, “Birçok dış aktörün çatışmanın içinde bulunması şiddetin Sudan sınırlarını aşma riskini artırabileceğini ” ve “Sudan’da olanların Sudan’da kalmayacağını” ifade etti. Özetleyecek olursak, çıkar gruplarının ve dış aktörlerinin varlığı olası bir barış sürecini daha da karmaşık bir hale getirebilir ve savaşın ayak seslerinin hızlanmasına neden olabilir.