İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sömürgeden Yeşil Sahalara: Fas-Fransa

Fransa ve eski sömürgesi Fas, geçtiğimiz çarşamba günü ilk kez bir Dünya Kupası yarı finalinde karşı karşıya geldi. Karşılaşmadan 2-0 galip ayrılan Fransa finale yükseldi ve Arjantin’in rakibi oldu böylelikle Fas turnuvaya veda etti. Fransa mevcut göç politikası sebebiyle Fas vatandaşlarına geçtiğimiz yıldan beri vize kısıtlamaları uyguluyor. Bu durum haricinde Fransa ve Fas sömürge sonrası genel olarak iyi diplomatik ve ticaret ilişkilerine sahip. 

Ne kadar iyi ilişkiler yürütülürse yürütülsün milli duyguların en yoğun hissedildiği karşılaşmalar olan Dünya Kupası maçlarında ortaya çıkabilecek gerginlik riski nedeniyle, Fransız hükümeti maç öncesinde güvenlik önlemlerini güçlendirmeye başladı. Kutlamaları denetlemek ve olası şiddet veya ayaklanmaları yatıştırmak için Paris’te 10.000 kadar polis görev başında getirdi. Bu önlemlerin alınmasının önemli bir sebebi de Fransa’da 1,5 milyon Fas kökenli vatandaşın bulunmasıydı. (Fransa en çok Fas diasporasının olduğu ülkedir.) Bir diğer sebep olarak da Fas’ın Dünya Kupası’nda son 16’ya yükselmesinin ardından Belçika, Hollanda ve Portekiz’de çıkan olaylar sonucunda polisin düzinelerce kişiyi tutuklamak durumunda kalması gösterilebilir. Özellikle, Fas ile Portekiz arasındaki maçtan kısa bir süre sonra binlerce taraftar sloganlar atıp Fas bayraklarını sallayarak Paris caddelerini doldurdu ve 100’den fazla Fas taraftarı çıkan olaylar sonucunda Paris’te gözaltına alındı. 

Büyük maç öncesi alınan önlemlere rağmen maalesef ki maç sonrası büyük bir kaos ortamı oluştu. Fransa’daki kutlamalar sırasında Fas taraftarı olduğu düşünülen 14 yaşındaki genç, bir aracın şiddetli çarpması sonucu hayatını kaybetti. Faslı taraftarların bazıları aşırı sağcı gruplar tarafından sözlü ve fiziksel saldırılara maruz kaldı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, 145 kişi tutuklandı ve tutukluların arasında aşırı sağcı gruplar da bulunuyor. 

Fransa Galibiyeti ve Sonrası

Fransız parlamentosunda Yeşiller üyesi Benjamin Lucas, geçtiğimiz pazartesi günü bir radyo programında Macron’un Fransa milli takımını destekleme kararına atıfta bulunarak, “Bence bu siyasi bir hata.” dedi. Yarı final maçı için Katar’a kadar gitmenin Fransız Kuzey Afrikalılar arasında rahatsız edici duygular uyandırabileceğini ifade etti. Macron’un Katar’daki varlığı hem Faslılara hem de Fransızlara iki ülke arasında devam eden anlaşmazlıkları hatırlatabilir. Daha öncesinde bahsettiğim üzere Macron hükümetinin göç politikaları nedeniyle Fransa’ya gelmek isteyen Faslılar için vize sayısına kısıtlamalar getirildi.  Üstelik yaklaşık iki yıl önce Macron, onlarca yıllık sömürge yönetimi sırasında Kuzey Afrikalıların maruz kaldığı ağır suistimaller için özür dilemeyeceğini belirtmişti. Tüm bu politikaların üstüne çarşamba akşamı yaşanan karışıklıkların ardından Fransız Milletvekili Thomas Portes, Faslılara yönelik planlanan saldırıları ve ırkçı şiddeti kınadı. Faillerin Fransız yasalarına göre cezalandırılması çağrısında bulduğu tweetine “Irkçılık bir suçtur.” diye de ekledi. Artan sağ hareketin Avrupa’da yaşayan diasporalar için büyük tehdit oluşturduğu aşikâr. Özellikle Moskova’nın petrol ve gazına alternatif enerji arayışı Avrupa ülkelerinin yörüngesini diğer pazarlara ve tedarikçilere çevirdi. Cezayir ve Fas’ın ise güçlü tedarikçi adayları olabileceği düşünülüyor. 

Geçtiğimiz Kasım ayında Fas, Afrika kıtasının  batı kıyısı boyunca 13 ülke üzerinden geçen 7.000 kilometreden fazla uzunluktaki gaz boru hattı projesini Nijerya ile mümkün olan en kısa sürede tanıtmaya karar verdiğini duyurdu. Tüm bu gelişmelerin ışığında Fransa’nın Fas’a uyguladığı vize kısıtlamalarında gevşemeler yapması çıkarları için stratejik bir hamle olacaktır. 

Maç Sonrası Diplomatik Gelişmeler

Tarihi maçtan 2 gün sonra 17 Aralık günü taze bir diplomatik gelişme yaşandı. Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, Fas Dışişleri Bakanı Nasser Bourita ile Rabat’ta görüştü. Görüşme sonrası yaptığı açıklamada Fransa’nın Faslılara uyguladığı vize kısıtlaması nedeniyle yaşanan ve 1 yıl süren anlaşmazlığın ardından Paris’in Fas ile normal konsolosluk ilişkilerini yeniden kurduğunu ve Fransa’nın Fas vatandaşlarına yönelik vize kısıtlamalarını kaldırmayı planladığını duyurdu. Bu diplomatik hamle ile tarih bir kere daha tekerrür ediyor. II. Dünya savaşı sonrası sömürgeci ülkeler sömürgelerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymuştu. Rusya ve Ukrayna Savaşı’nın yol açtığı enerji krizi nedeniyle Avrupa’nın da eski sömürgelerine her zamankinden çok ihtiyaç duyduğunu söylemek hiç yanlış olmaz.