İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Rusya’nın Afrika’da Artan Varlığı

Geçtiğimiz aralık ayında Başkan Biden’ın ev sahipliğinde Washington’da ABD-Afrika Liderler Zirvesi gerçekleşti. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, zirvedeki bir oturumda “Rusya’nın ucuz silah satmaya devam ettiğini görüyoruz… Rusya’nın kıta genelindeki paralı askerleri istikrarı bozuyor.’’ dedi. Zirvenin özellikle Afrika’daki Çin ve Rusya etkilerinin arttığı bir dönemde yapılmış olması bir tesadüf değil. Biden yönetiminin motivasyonunun kıtadaki artan Çin ve Rusya etkilerini azaltmak olduğunu açıkta görünüyor. Daha önceki bir analizimizde Çin’in kıtadaki altyapı projelerinden ve bir iddia olarak ortaya atılan ‘’Çin’in Borç Tuzağı Diplomasisi’’nden bahsetmiştik. Bu yazımızda da Rusya’nın kıtada artan ve genişleyen etkilerinden bahsedeceğiz.

Rusya son 10 yılda Afrika’daki politik, ekonomik ve diplomatik ilişkilerinin ivmesini arttırdı. Rusya’nın, özellikle Kırım’ı ilhak etmesinin ardından Ukrayna’ya girmesiyle Afrika’ya olan ilgisinin daha da arttığı görülüyor. Kırılgan hükümetleri, zengin doğal kaynakları ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki elli dört oyu ile Afrika, Rusya’ya çıkarlarını ilerletebileceği bir alan oluşturuyor. Rusya’nın kıtadaki en temel stratejik hedefleri, Akdeniz ve Kızıldeniz üzerinde nüfuz kazanmak ve kıtadaki Batı etkisini azaltmaktır. Rus bir paramiliter şirketi olan Wagner, kıtanın dört bir yanındaki çatışmalarda aktif rol oynuyor ve Putin’in Afrika’daki stratejik amaçlarını gerçekleştirmesindeki en büyük aktörlerinden biri. Şirketin Putin ile yakın olduğu bilinen Yevgeny Prigozhin tarafından yönetildiği söyleniyor. Şirketin sağladığı paralı askerler siyasi istikrarsızlıkların ve güvenlik problemlerinin olduğu Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Sudan ve Mozambik’teki çatışmalarda hükümetlerin en büyük güvenlik partneri haline gelmiştir. Belki de Rusya’nın ülkelere paralı asker sağlamasının en önemli nedeni maden veya hidrokarbon varlıkları açısından zengin olan bu ülkelerden çıkar sağlamaktır. İlginç ki hükümetlerin sözde istikrarı sağlamak için konuşlandırdığı paralı askerlerin insan hakları ihlalleri yaptığı ve isyanları daha da körüklediği görülüyor. Örneğin, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali’de yaşayan Fulani topluluğuna yönelik gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri, bu ülkelerdeki kırılgan olan yapıyı daha da kötü etkiliyor. 2022 Nisan ayındaki yerel kaynaklarda, Mali’de konuşlandırılan paralı askerlerin cihatçı güçlere destek verdikleri ve yaklaşık 500 Fulani Müslümanını katlettikleri öne sürüldü. Açıkça görüldüğü üzere Afrikalı liderler tarafından konuşlandırılan Wagner birlikleri, isyanlarla boğuşan ülkelerde çatışmaların azalmasında önleyici bir konumda değil. İstikrarsızlığı ve çatışmaları bastırmak için kıtada yer alan Wagner’in, bu ülkelerdeki istikrarsızlık kaynaklarından biri haline gelmesi büyük bir ironidir. Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC) hükümetlerinin Wagner’i sivillere yönelik saldırılar için bir araç olarak kullandığı yönünde iddialar da mevcut. ‘’Silahlı Çatışmaların Konumlanması ve Olay Veri Projesi’’ adlı sivil toplum kuruluşu Wagner’in dahil olduğu operasyonlarda OAC devlet güçlerinden bağımsız olarak hareket ettiği sırada, çatışmaların %70’inde sivillerin hedef alındığını, devlet güçleriyle çalışırken ise yalnızca %22’sinde sivillerin hedef alındığı tespit etti. Mali’de ise Wagner’in devlet güvenlik güçlerinin dahil olduğu operasyonlarının sonucunda yaklaşık 500 sivil hayatını kaybetti. Ayrıca, yerel kaynaklarda sıklıkla Rus paralı askerlerinin yağmalama, soygun ve cinayet ile anıldığını görülüyor. Wagner, Mozambik’in kuzeyinde hızla genişleyen cihatçı grupların tehdidine karşı da bölgeye yerleştirildi. Ne tesadüf ki bölge milyarlarca dolarlık yer altı kaynaklarına ve gaz rezervlerine sahip. 

Sonuç olarak, Rusya’nın az maliyetle kıtada paralı askerler ile güç elde ettiğini söylememiz mümkün. Rusya’nın Afrika’daki en kaygı verici stratejisi kesinlikle paralı asker diplomasisi. Afrika’daki istikrarsızlığı artırarak ve yerel halkların çıkarlarına aykırı eylemlerle kıtanın geleceğine bir tehdit oluşturuyor. Geçtiğimiz aralık ayında yapılan ABD-Afrika Zirvesi’nden sonra 2023 Haziran ayında Rusya-Afrika Zirvesi planlanıyor. Geçmişte de olduğu gibi büyük güçler Afrika’ya nüfuz etmek ve pastadan pay almak için yarışıyor. Şimdiden şunu söylemek mümkün ki, 2023 stratejik olarak Afrika için çok önemli gelişmelerin meydana geleceği bir yıl olacak. Afrikalı liderlerin kendi çıkarlarını gözeterek hareket etmeleri gerekiyor.