İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

PAPA’DAN SELAMUNALEYKÜM

Katolik Kilisesinin lideri Papa Franciscus, Irak topraklarına ayak basmadan önce yaptığı konuşmada “Iraklı kardeşlerim, selamünaleyküm” dedi. Ziyaretini, bölgede yıllar süren terörün ardından Tanrı’dan af ve uzlaşı dilemek için bir hacı olarak gerçekleştireceğini ifade etti.

Papa, 5-8 Mart olarak planlanan 4 günlük tarihi Irak ziyaretini İncil’e atfen “hepiniz kardeşsiniz” slagonuyla gerçekleştirdi. Bu ziyaret tarihi bir ziyaret olarak adlandırılmaktadır nitekim bir Papa’nın Irak’ı ziyaret etmesi ilk defa Papa Franciscus tarafından gerçekleştirilmiştir. Papa daha önce gelmeyi planladığı Irak’a pandemi koşullarına ek olarak bugünlerde yine silah seslerinin susmadığı bir dönemde gelmiş olması yine ziyareti önemli kılan etmenlerdendir.

Papa önce Irak’ın başkenti Bağdat’a ulaşarak Irak Başbakanı ve Cumhurbaşkanı’nın da olduğu görüşmeler gerçekleştirdi. Ardından, 2010’da IŞİD saldırısının gerçekleştiği Sayidat El Nejat Katedrali’nde Hıristiyan dini lideriyle bir araya geldi. Papa, ziyaretinin devamında ise Necef’e geçerek Şii lider Ayetullah Ali Sistani ile görüştü.

Irak’ta Antik Ur kentindeki dinler arası diyalog bağlamında gerçekleştirilen Papa ve şii lider es-Sistani’nin görüşmesi sonrasında 6 Mart “Ulusal Hoşgörü ve Birlikte Yaşama Günü” olarak ilan edildi.

Pazar günü ise Erbil’e geçerek Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) yönetimiyle bir araya geldi ve Musul’da 2014-2017 arasında saldırılarda harap olan kiliselerin yer aldığı, “4 Kilise Meydanı”nda savaş mağdurları için dua ederek ayin başkanlığı yaptı. Papa Musul’un ardından, Irak’ta Hıristiyan nüfus oranı en yüksek olan ve 2014’te IŞİD tarafından yaklaşık iki yıl boyunca işgal edilen Karakuş kentine giderek Hristiyanlara mental desteğini sergiledi.

Ziyaret noktalarından birisinin Erbil olması da uluslararası hukuk bağlamında değerlendirildiğinde ‘de facto’ devlet olan Erbil hükümetinin de tanındığı sonucuna çıkılmaktadır. Bu tanınmaysa tüm Hristiyanların da bu hükümeti tanıması anlamına gelmektedir nitekim Hristiyan Katolik mezhebinde papa tüm Hristiyanların sözcüsü konumunda olduğuna inanılmaktadır.

Papa ziyaretinde sıklıkla tek tanrılı üç dinin, Irak toprakları bünyesindeki Ur’da doğduğuna inanılan İbrahim peygambere dayanıyor olmasını ve buna bağlı olarak dinler arası diyalog bağlamında dini özgürlüğün ve kardeşliğin altını çizdi.

Ziyaretteki değinilmesi gereken hususlardan birisi de terörün dini kullanması ve dinin kılıf olarak kullanılmasına izin verilmeyeceğini vurgulamasıydı. Burada Karl Marx’ın “din, kitlelerin afyonudur” sözü yerinde olacaktır nitekim din ve politika iç içe geçmiş halkalardır ve din, politikalaştırılmaya müsait bir yapıya sahiptir. Yani dinin yumuşak karnı politikadır diyebiliriz.

Uzun yıllar İslam terörle eşleştirilmişti, bugün Irak’ın istikrarsızlığının sebeplerinden birisi de terör olmuştur. Ve yine bugün binlerce kişinin kanı üzerindeki topraklarda, devlet başkanı ve dini lider olarak iki gömleğe sahip olan bir Papa, bölgedeki terörün sonlanmasına çağrı yaparak “hepimiz İbrahim’in çocuklarıyız” ifadesiyle barış ve özgürlükten bahsetmiştir.

Papa’nın “bir hacı olarak geliyorum” ifadesi ziyaretini dini bir misyon yüklediğini göstermektedir ancak Papa’nın söz konusu iki farklı gömleğe sahip olmasının da işaret ettiği gibi siyasi boyutunun olduğu su götürmezdir.

Papa yıllardır acı çeken Irak’la buluşmak istediğini belirtmiş, ziyaretin nedenlerinden birisi de dindaşları olan Hristiyanların da acılarını sarmak olmuştur. Esasında bölgede Hristiyan nüfusu da oldukça düşüş göstermekte ve nüfusun yaklaşık %2’sini oluşturmaktadır, Papa’nın çağrılarından birisi de Hristiyanların göçünü durdurmak üzerine olmuştur.
Iraklı şiiler ile İranlı şiiler arasındaki farklılık ve rekabet de göz önüne alındığında Papa’nın bölge şii halkıyla ve lideri Sistani ile teması İran’ın da hoşuna gideceği bir gelişme olmamaktadır. Bu hassas konu yorumlarla esneyip uzatılacak bir husustur bu bağlamda Papa’nın İran’a bir mesajı olarak da değerlendirmeler söz konusu olmaktadır.
Irak’ta uzun yıllar hüküm süren istikrarsızlıktan çıkış reçetesinin Papa’nın barış elçisi sıfatıyla beyaz güvercin uçurarak verdiği barış mesajlarına bağlamak oldukça iyimser bir bakış açısı olacaktır. Ziyaretin Irak bölgesine pratik yansımalarının nasıl olacağını zamanla tecrübe edeceğiz.