Pompeo’nun gezisi birçok bakımdan tutarsızdı. Geçiş dönemindeki ABD hükümetleri daha önce de yurtdışı gezilerine çıkmıştı fakat bu kadar kapsamlı olması büyük bir soru işaretiydi.
Pompeo’nun ziyaret ettiği ülkeler Gürcistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın coğrafi konumlarına bakınca konunun İran hakkında olabileceği açıktı fakat giderayak bir adım beklenmiyordu. Suudi Arabistan , İsrail ve Trump yönetiminin gizli görüşmesinden daha çok görüşmenin içeriği merak konusuydu.
Trump’ın 4 yılda en başarılı olduğu konu İsrail’in bölgedeki gücünü arttırmak diyebiliriz. Fakat Joe Biden’ın başa geçişiyle olası değişecek dengelerin değişmemesi adına bir şeylerin yapılması gerekiyordu. 22 Kasım İsrail, S. Arabistan ve Pompeo görüşmesinden hemen sonra okların kendine döneceğini bilen İran, Suudilere bize bulaşma mesajını 23 Kasım’da Sudan’da Aramco’ya saldırarak gösterdi.
Sonrasında gelen Fahrizade suikastı Ortadoğu’da gider ayak ateş yakmak isteyen Trump yönetiminin desteğiyle İsrail tarafından gerçekleşti. Tam bu olayın sonrasında Suudi hava sahasının İsrail’e açılması da Suudilerin de bu işten haberinin olduğunun en büyük göstergesi
İran’ın Suriye’de , Irak’ta , Sudan’da ve diğer Ortadoğu ülkelerinde etkisini bitirmek isteyen bu ittifak İran’ı bu tuzağa çekmeye çalıştı. İran ise şuan için temkinli ve 20 Ocak’taki devir teslimi beklediğine dair mesajlar verdi. Unutmamak lazım ki son dönemde İran’da ekonomik olarak bir darboğazın içerisinde ve savaşmak onlar içinde bir imkansızlık sorunsalı .
Normal şartlarda İran bölgede ağırlığına karşı itibar sebebiyle sessiz kalmak istemez fakat açık hamle yapabileceği bir durumda değil.