İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

  OLASI BİR TEHLİKE: KÜRESEL SU KRİZİ

Bu yazı Yasin Şeker tarafından yazılmıştır.

Su, canlıların hayatını sürdürmesi için gerekli olan ve dolayısıyla da hayati önem arz eden dünya üzerindeki önemli bir unsurdur. Yaşam için bu denli önemli bir doğal kaynak olan suyu, devletlerin ve milletlerin ölçülü olarak kullanması önümüzdeki süreçlerde insanlık adına çok daha iyi olacaktır. Günümüze baktığımızda maalesef ki küresel anlamda bu kaynağın ölçülü olarak kullanıldığı söylenemez. Nüfus artışı, çevresel kirlilikler, suyu yanlış kullanma, tarımda fazla sulama vb. gibi nedenlerle su kaynakları bilinçsizce ve hızla tüketiliyor. Bu bağlamda ülkeler arasında küresel bir sorun haline gelmesi muhtemel olan “su krizi” konusuna önem verilmesi gerekmektedir.

Muhtemel Sorunlar

Bölgesel ve ülkesel bazda değerlendirirsek günümüzde şimdiden su sıkıntısı çeken birçok yer mevut. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsünün (WRI) oluşturduğu rapor, dünyanın yaklaşık 4/1’nin su sıkıntısı çektiğini belirtmektedir. Özellikle Orta Doğu ülkelerinin büyük çoğunluğu ve Güney Asya’nın önemli güçlerinden Hindistan ve Pakistan’da su sorunu artık gözle görünen bir tehlike haline gelmiştir. Bu bağlamda su sorunu olan, su kaynaklarının artık tükenmesi söz konusu olan ülkede/ülkelerde muhakkak ki bir iç istikrarsızlık olacaktır. Özellikle bu krizin sonucu olarak göç ve ekonomik sorunlar oluşabilecektir.

Su ve Savaş

Devlet içinde istikrarsızlığa yol açabilecek su krizi sorununu hiçbir devlet yaşamak istemeyecektir. Dolayısıyla da suyun kıt olduğu bölgelerde bulunan devletler, politikalarını su kaynakları ekseninde de oluşturmaya başlayacaktır. Su politikasında yaşanan anlaşmazlıklar ise olası bir su savaşları sorununu ortaya çıkaracaktır. Öte yandan su sıkıntıları arttıkça da dünyada uluslararası nehirler üzerinde muhtemel savaşların olacağı öngörülebilmektedir.

Bugün dahi baktığımızda Mısır ile Etiyopya arasında Nil Nehri’nin kaynağında bulunan Büyük Etiyopya Rönesans Barajı’nın inşaatı sebebiyle su konusunda sıkıntılar yaşanmıştır. Öte taraftan Hindistan, komşusu Pakistan’ın tehdit olarak gördüğü barajlar inşa etmektedir. Güney Afrika’da ise Botswana ile Namibya birçok kez su çatışmaları krizinin eşiğine gelmiştir. Yine aynı mesele fakat başka bir bölge olan Orta Asya’da da zaman zaman su kaynaklarının paylaşımı konusunda krizler yaşanmaktadır.

Devletler dış politikada vereceği kararlarda artık su politikalarını da dikkate alarak adımlar atacaktır. Özellikle bu devletler su kaynakları sorunu yaşayan veya aynı bölgenin kaynağından besleniyor ise. Bu bağlamda uluslararası ilişkilerde doğal bir kaynak olan suyun kullanımı ve önemi, devletlerin gündem belirleme ve karar alma aşamalarında kendini gösteriyor. Öte yandan daha da yaşanılabilir bir dünya için suyun kullanımının/paylaşımının üzerinde durulması ve hiçbir zaman unutulmaması gereken bir konu olduğu bilincinde olunmalıdır.