Rusya – Ukrayna savaşında her geçen gün yeni gelişmeler yaşanıyor. Rusya, uluslararası hukuka aykırı şekilde eylemlerde bulunmaya devam ederken savaşan taraflar arasında istihbarat mücadelesi de gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Eski istihbarat meslek memuru Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, Rusya ve Ukrayna’nın istihbarat mücadeleleri hakkında önemli analizlerde bulundu.
İstihbarat, her ülke için gerekli unsurlardan birisi olsa da savaş durumunda tek başına asla yeterli bir unsur değildir. Ancak istihbaratın zamanında, doğru ve etkin şekilde kullanımı savaşta taraflara önemli ayrıcalıklar kazandırabilir. Şu anki savaş durumunda Rusya’nın istihbarat sistemi, insan istihbaratında şu yöntemleri kullanıyor olabilir:
Savaş esirlerinin sorgulanması sonucunda elde edilen bilgileri toplama, mülteci konumuna düşmüş şahıslarla yapılan görüşmeler sonucunda temin edilen bilgileri toplama ve sivil unsurların savaş alanında askeri unsurlara karşı olan temasını Rus istihbaratının gözlemleme olasılığı çok yüksek görünüyor. Bu yöntemlerin aynısını Ukrayna istihbaratının da yaptığını söylemek mümkündür. Teknik açıdan bakılacak olursa, özellikle Rusya, elektronik istihbarat imkanlarını daha etkin kullanıyor. Ne var ki Ukrayna istihbaratı, Batılı ülkelerin istihbarat servislerinden çok büyük destek aldığından dolayı, şu an Rusya’dan daha avantajlı bir konumda bulunuyor olabilir.
Rusya, istihbarat açısından Ukrayna ile karşılaştırılınca güçlü bir ekole sahip olmasına karşın, Ukrayna’nın arkasındaki güçlü istihbarat servisleri Rusya’ya karşı ortak eylemlerde bulunuyor. Ukrayna’nın şu durumda avantajlı olduğunu söylemek mümkündür ama savaşın bitmesi durumunda şöyle bir dezavantaja da sahip olabilir: Ukrayna’ya Batılı istihbarat servislerinden gelen ajanlar, bulundukları bölgeyi çok iyi gözlemlemleyip elde ettikleri bilgileri kendi servislerine aktarabilme fırsatına sahip olabilirler. Bu sebeple bu ajanlar tarafından edinilen bilgilerin ileride Ukrayna’yı manipüle etme odaklı kullanılmayacağının garantisini kimse veremez. Batılı istihbarat servisleri aynı zamanda Ukrayna’ya elektronik istihbarat ve siber espiyonaj alanında da ciddi yardımlarda bulunuyor.
Rusya ve Ukrayna arasında müzakereler devam ederken geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen bir müzakereden sonra bir Ukraynalı diplomatın ölmesi kamuoyunda şüphe uyandırdı. Ukraynalı Denis Kireev’in SBU tarafından vurularak öldürüldüğüne dair iddialar mevcut. Açık kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Denis Kireev’in “taraf değiştirerek” casusluk yaptığına dair iddialar var. Kireev’in ilk olarak sert bir sorguya maruz kaldığı ve sonrasında da öldürüldüğü tahmin ediliyor. Savaş durumunda bulunmaları yüzünden de Kireev’in hemen infaz edilmiş olabileceği düşünülüyor. Zaten Ukrayna, KGB ekolüne sahip bir istihbarat servisine sahip olduğundan dolayı, taraf değiştiren casuslar geçmişte de takasa bile sokulmadan direkt olarak infaz ediliyordu. Bu yüzden Denis Kireev’in de taraf değiştirmesi sonucunda infazının gerçekleştirilmesi mümkün görünüyor. Kireev’in Putin’in ekibiyle gizli görüşmeler gerçekleştirdiğine dair iddialar da mevcut. Yüksek ihtimalle, Kireev’in Rus istihbaratı ile olan iletişim şekli- bu telefonla, kendisine verilen bir aparat yardımıyla veya bir ölü nokta kullanılması ile olabilir- Ukrayna istihbaratı tarafından fark edilmiş ve sonrasında infazı gerçekleştirilmiştir.
KIREEV NEDEN TARAF DEĞİŞTİRMİŞ OLABİLİR?
Kireev’in taraf değiştirme sebepleri birden fazla olabilir. İlk olarak kendisinin siyasi görüşleri Rus yanlısı olabilir. Rus istihbarat servisi, kendisi adına çalışması için Kireev’e maddi motiflerle destek sunmuş olabilir veya Rus istihbaratı, savaşı Rusya’nın kazanması durumunda Kireev’e kariyer vaadi vermiş olabilir. Ancak taraf değiştiren kişiler sebebiyle müzakere süreci de tehlikeye girebilir. Hedefin bizzat içerisinden gelen istihbarat, müzakere sürecini de çok kolay değiştirebilir. Kireev, Ukrayna heyetinin neye ikna olduğunu veya nelere ikna olabileceği konusunda Rus istihbaratına bilgi sızdırmış olabilir. Deşifre olması sonucunda ise hem Ukrayna hem de Rusya kendilerine önemli sorgulamalar yapmış olabilirler. Rusya, Kireev’in nasıl deşifre olduğunu ve Kireev’in irtibat şekline nasıl erişildiğini, Ukrayna ise Kireev’in müzakereye kimin vasıtası ile kabul edildiğini muhakkak sorgulamıştır. Aynı zamanda da Ukrayna heyeti içerisinde de şüphenin kaçınılmaz olarak ortaya çıkması ve güvensizlik duygusunun hâkim olması da çok normaldir. Bu, iki taraf içinde müzakerenin güvenilirliğini sarsan bir durumdur. Ayrıca sadece Kireev değil, Vlodymyr Struk, Mikhail Kononovich, Elena Berezhnaya gibi isimlerin de Rus istihbaratı için casusluk yaptıkları iddiaları bulunuyor.
Savaşın seyrine bakılacak olursa, Rus istihbaratının durumunun pek iyiye gitmediğini söylemek mümkündür. Bunun başlıca sebepleri ise şunlardır: Ukrayna’ya destek veren batılı istihbarat servisleri Rusya’ya karşı ortak eylemler yürütmektedirler. Aynı zamanda Rus istihbaratının, Ukrayna halkının bu kadar dirençli olabileceğini hesaba katmamış olma ihtimali de bulunuyor. Batılı güçler, Ukrayna’ya aynı zamanda çok fazla silah yardımında da bulunuyor ancak bu yardımlar savaşın bitmesi durumunda Ukrayna açısından sıkıntılı günlere de sebep olabilir. Bu silahların savaştan sonra bir terör örgütünün eline geçme ihtimalini kimse göz ardı edemez. Bol keseden yapılan yardımlar ileride daha büyük sıkıntılara da yol açabilir.
Rusya’nın Ukrayna’daki sabotaj eylemleri de göz ardı edilemez. Sabotajcılar; düzenli Rus ordusundan olabilir, farklı milletlerden oluşabilir, sivil veya asker kılığında dolaşabilir, bölgede detaylı inceleme gerçekleştirip işaretleme yapabilirler. Bölgeden edinilen bilgileri ise Rus istihbaratı ile paylaşırlar. Sosyal medyada bu tip sabotajcıların Ukrayna askerleri tarafından ele geçirildiği birçok habere tanıklık ettik.
Akademisyen Ali Burak Darıcılı’nın açık kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında yapmış olduğu tahminlerin gerçek olup olmadığı ise şu an sadece istihbarat servisleri tarafından bilinebilir.