Rusya ve Ukrayna arasında başlayan savaş sonrası bölgesel güvenlik tehditlerine karşı NATO üyeliğine başvuran İsveç, Türkiye’nin vetosu ile karşılaştı. Türkiye’nin terör örgütlerine destek verdiği gerekçesiyle üyelik müzakerelerini veto ettiği İsveç’te, NATO üyeliği halk meclisinde yeni bir krize yol açmış durumda.
Soğuk Savaş’tan bu yana tarafsızlığını koruyan İsveç, Baltık Denizi’nde gerilimlerin artması ve Rusya’nın saldırgan söylemleri sonrası Finlandiya ile NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuştu. İsveç ve Finlandiya gibi jeostratejik öneme sahip iki ülkeyi NATO’da görmek isteyen Batı’nın aksine, Türkiye her iki ülkenin FETÖ ve PKK/PYD terör örgütlerine açıktan verdiği destek nedeniyle üyelik müzakerelerini veto etti. Terör örgütlerine verilen finansal desteğin kesilmesini ve terörden arananların kendisine iade edilmesini talep eden Türkiye, talepleriyle ilgili olumlu sonuçlar görmediği sürece İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini asla desteklemeyeceğini belirtmişti.
NATO üyeliği konusunda Türkiye’nin talepleri ile ilgili görüşmeler başlatan İsveç hükümeti yeni bir sorunla meşgul durumda: Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabaveh.
Amineh Kakabaveh kimdir?
“Komala” isimli örgütte gerilla olarak İran yönetimine karşı savaşan Kakabaveh, 90’lı yıllarda hakkında çıkan infaz kararı sonrası Türkiye üzerinden İsveç’e sığınmış ve 2008’de de İsveç parlamentosuna Sol Parti’den vekil olarak girdi. Başörtüsü ve peçe yasağı destekleri ve İslam karşıtlığı ile bilinen Kakabaveh, aynı zamanda sıkı da bir NATO karşıtı. Türkiye’nin Kuzey Irak ve Suriye’deki terör örgütlerine karşı yürüttüğü operasyonlara tepkileri ile bilinen Kakabaveh, PKK’nın AB’nin terör örgütleri olarak tanımladığı yapıların listesinden çıkartılması için yürüttüğü yoğun diplomasi ile bilinmekte. İslam karşıtı söylemleri nedeniyle 2019’da partisinden ihraç edilerek bağımsız milletvekili olan Kakabaveh, PKK/PYD terör örgütünün İsveç’teki siyasi ayağı olarak tanımlanmakta.
Hükümetin “Bir Oy” Bürokrasisi
Kakabaveh’i ön plana çıkaran olay ise İsveç Başbakanı Magdalena Andersson’un güven oylaması oldu. Başbakan seçilmesinin hemen ardında istifa eden Andersson, 29 Kasım 2021 tarihinde parlamentodaki güven oylaması ile tekrar başbakan seçilmişti. Andersson ile yaptığı görüşmesinde PKK/PYD terör örgütüne destek sözü alan Kakabaveh, güven oylamasında Andersson lehine oy kullanarak bir oy farkla Andersson’un zaferine ortak olmuştu. İsveç’in NATO üyeliği gündeme gelirken bir başka güven oylaması ise İsveç Adalet Bakanı Morgan Johansson hakkında geldi. Muhalefetin güvenoyu talebi üzerine Başbakan Andersson, Johansson’un güvenoyu alamaması üzerine hükümeti kendi isteğiyle düşüreceğini ve parlamentoyu bir hükümet krizine sürükleyeceğini belirtmişti.
Güven oylamasında 174-174 oy dağılımı ortaya çıkarken hükümetin kapısını çaldığı milletvekili yine Kakabaveh oldu. Kakabaveh, hükümet lehine oy kullanması takdirinde İsveç’in PKK/PYD terör örgütüne desteğini sürdürmesini, Türkiye’nin sınır ötesi askeri operasyonlarına tepki göstermesini talep ederek Türkiye karşıtlığının çıtasını yükseltmişti. PKK’nın İsveç’teki üst yüzey yöneticileri ile görüşen Kakabaveh, aldığı sözün karşılığında Johansson’u destekleyerek hükümeti ayakta tuttu.
Sahip olduğu sosyal devlet uygulamaları ve refah toplumu yapısı ile dünyanın en gelişmiş demokrasilerinden biri olan İsveç, politik çıkarlarını ülke güvenliğinin ve dış politikasının önüne geçiren bir dizi krizle karşı karşıya. Bununla birlikte, Türkiye’nin son zamanlarda yürüttüğü Pençe-Kilit sınır ötesi operasyonlarında terör örgütüne ait ele geçirdiği İsveç markalı askeri mühimmatlar ve Stockholm’un farklı binalarına yansıtılan PKK ve Öcalan görselleri, İsveç hükümetinin Kakabaveh’e verdiği sözü tuttuğunun bir göstergesi niteliğinde. NATO üyeliği konusunda “terör örgütlerine destek” kartını oynayarak müzakereleri veto eden Türkiye’ye karşı İsveç’in belki de yüzleşmesi gereken bir konu da basın ve özgür düşüncenin arkasında duran anayasadaki “sansür yasağı” ilkesi.