Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İspanya devlet televizyonu TVE’ye verdiği röportajda, İran nükleer anlaşması olarak bilinen ve nihai olduğu açıklanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (JCPOA) taslağına İran’ın cevabına, sürece dahil olan ülkelerin çoğunluğunun onay verdiğini, sadece ABD’nin yanıtını beklediklerini kaydetti.
“Bazı ek ayarlamalar isteyen İran’ın yanıtını mantıklı gördüklerini” belirten AB Yüksek Temsilcisi, “Buna çoğu onay verdi ama ABD’nin cevabı henüz gelmedi. Bunu kapsamlı bir şekilde müzakere etmeleri gerektiğini anlayışla karşılıyorum. Bu hafta içinde bir cevap geleceğini umuyoruz.” dedi.
Avrupa’nın anlaşmayı ilerletmek için neden bu kadar istekli olduğu açık. Bu anlaşmayı güvence altına almak, İran’a yönelik yaptırımların kaldırılması ve İran ham petrolünün piyasaya geri akışı anlamına gelecektir. Bu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından aylarca süren dalgalanmanın ardından dengelenen ancak daha fazla arz için hazırlanan küresel petrol piyasasına bir rahatlama sağlayacak .
Daha da önemlisi, Avrupa, Rusya’nın tarihsel olarak kıtaya teslim ettiği petrolün üçte ikisini oluşturan deniz yoluyla taşınan Rus petrolünün ithalatını tamamen yasaklamak için verdiği son tarih olan 5 Aralık tarihine yaklaşıyor . Ayrıca Rusya’nın petrolde ve doğalgazda sevkiyatları durdurma ihtimali AB’yi köşeye sıkıştırıyor. Rusya, Kuzey Akım boru hattı üzerinden doğal gaz sevkiyatının 31 Ağustos-2 Eylül tarihlerinde askıya alınacağının açıkladı.
Rus petrolüne uygulanan yasağın devreye girmesiyle Avrupa toplamda, 2022’nin sonunda günde yaklaşık 2 milyon varil (bpd) eksik olacak ve bu da günlük talebin yaklaşık %11’ine eşit olacak. Bu açığın kapatılması için en uygun senaryo İran petrolünün ithalatı.
2015’te İran anlaşması başladığında, ülkenin petrol üretimi hızla toparlandı ve bir yıl içinde günde 1 milyon varile ulaştı . İran’ın toplam üretim kapasitesi günde 4 milyon varilden biraz daha az. Bu nedenle, Rusya’nın açığını kapatmak için uzun bir yol kat edebilirken, İran’ın Aralık ayına kadar hızlanmak için yaptırımların mümkün olduğunca çabuk kaldırılmasını görmesi gerekecek.
ABD’nin ise AB’nin ihtiyaçlarına karşın ne yapacağı belli değil. ABD’deki benzin krizinin manşetlerden düşmesi, ayrıca potansiyel mahkum takasları konusundaki anlaşmazlıklar, New York’ta son zamanlarda yazar Salman Rushie’ye yönelik saldırı (İran devlet medyasının “ ilahi intikam ” olarak tanımladığı) ve diğer meselelerle birlikte, ABD’nin daha az sorunu var. ABD, AB’nin ihtiyaçlarına rağmen mi karar verecek. Yaşayıp göreceğiz…