İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fahrizade Suikastinin Arkaplanı

İranlı nükleer fizik ve füze çalışmalarıyla bilinen Muhsin Fahrizade Mahabadi’nin Tahran’da suikast sonucu öldürüldü. Operasyon CIA ve Mossad ortaklığında yapılmışa benziyor.

     Fahrizade, İmam Hüseyin üniversitesinde bir fizik profesörü idi,  aynı zamanda bir nükleer bombanın uygulanabilirliğini kontrol eden gizli Amad planına da öncülük etti ve silahlanma çabalarına öncülük etti. Mossad birkaç yıl önce de suikast girişiminden bulundu.

İran'ın üst düzey nükleer fizikçisi Fahrizade'ye Tahran'da suikast

Fahrizade’nin ismi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 2018’de İran’ın nükleer programıyla ilgili yaptığı sunumda da öne çıkmıştı. Netanyahu, Fahrizade’nin ismini anıp ‘Bu ismi unutmayın’ demişti.

İranlı nükleer fizikçiler Mesud Ali Muhammedi ve Mecid Şehriyari da suikastle öldürülmüştü. İran devleti, nükleer programında çalışan fizikçilerine yönelik gerçekleştirilen Mossad operasyonlarına çözüm bulamıyor.

Peki Neden Fahrizade İsrail’in Hedefi Oldu ?

İki Başlık Öne Çıkıyor :
1-    Fahrizade ve Çalışmaları
2-    Ortadoğu’daki Hareketlendirmek

1-Fahrizade ve Çalışmaları

Muhsin Fahrizade , Foreign Policy’e göre dünyanın en güçlü 500 isminden biriydi.Fakat  İran’ın nükleer programı tek bir kişiye bağlı olduğu dönemi çoktan geçti. Yani İsrail nükleer fizikçiyi öldürerek İran’ın gücünü azaltmayı amaçlamadı .

 Fahrizade’nin Çalışma Masasından

Yukardaki fotoğrafa dikkatli bakmanızı istiyorum. İsrail haritası ve çevresindeki birbirinden farklı bombaları göreceksiniz.

Onu İsrail için tehdit kılan Fahrizade’nin İsrail üzerine özel çalışması ve  olası bir savaşta İsrail’in her mahallesi için ayrı roket geliştirdiğinin düşünülmesi ayrıca diğer İranlı fizikçilere de gözdağı vermek ve onları korkutarak nükleer programın durdurulmasını sağlamak.

2-Ortadoğu’yu Hareketlendirmek

İsrail ve Suudi Arabistan ve Trump yönetimi, Joe Biden’ın göreve başlamasıyla birlikte ABD’nin Orta Doğu politikalarının değişebileceğini ve bunların da kendilerini etkileyebileceğinden endişeleniyor.

Biden seçim kampanyası boyunca Trump’ın iptal ettiği, 2015’te İran ile imzalanan nükleer anlaşmaya geri döneceğini söyledi. Anlaşmaya geri dönülmesi potansiyel bir yakınlaşma anlamına geliyor. Fakat bu durum Ortadoğu’da yeni kurulan ortaklığın işine gelmiyor.

Pompeo’nun Ortadoğu turundaki gizli S. Arabistan , İsrail ve Pompeo görüşmesinde İran’a karşı ne gibi kışkırtıcı adımlar atılabileceği çalışılmış gibi duruyor. Dünde İran Devrim Muhafızları Shandan’a saldırı iddiası İran’a karşı tahrikin devam edeceğine işaret.

Amaç Olası İran-ABD Barışını Engellemek

Bu son suikastın İran’ın nükleer programına bir darbe vurmanın ötesinde ABD’de 20 Ocak 2021’de göreve gelecek yeni başkan Biden’ın, İran’la nükleer anlaşmaya tekrar döneceği beklentisi, ister istemez bazı güçleri rahatsız etti. Başta İsrail ve ABD’deki neo-con’ları. Dolayısıyla Ortadoğu’da olası bir ABD-İran barışını sabote etme adına da bu suikast yapıldı. Böylelikle İran da ABD ve İsrail’e karşı tehditkar bir dil kullanacak ve nükleer anlaşma da çıkmaza girecek. Fakat Ruhani yönetimi, daha temkinli ve dikkatli davranıyor, fevri hareket edilmeyeceğinin de altını çiziyor.