İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

F-16 Teklifi Herkese Pozitif Yazar

Türkiye, 40 adet F-16 savaş uçağı ve varolan yaklaşık 80 uçak için modernizasyon kiti satın almak için ABD’ye talepte bulunması şimdi ne olacak sorusunu akıllara getirdi.

ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler geçtiğimiz beş yıl içinde Suriye politikasında fikir ayrılıkları, Ankara’nın Moskova’ya yaklaşması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki donanma hareketleri, ABD’nin Halkbank aleyhine dava açması ve Türkiye’de hak ve özgürlükler alanında yaşanan bozulma nedeniyle sıkıntılı bir virajda.

Nitekim, Türk Hava Kuvvetlerinin elindeki uçakların çok eskidiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. F-35’lerin de gelmemesiyle Türkiye’nin hava üstünlüğünü geriledi. Bu sebeple arayışı giren Türkiye’nin elinde 3 seçenek vardı ; Fransa , İngiltere ve Rusya.

S-400 sonrası bir de savaş uçağında Rusya’nın tercih edilmesi ABD-Türkiye ilişkilerine son noktayı koyacağından bu riske girmek çok mantıklı değildi. Fransa’nın ise Türkiye’ye savaş uçağı vermeyeceği hepimizin bildiği bir gerçek.

Türkiye’nin elindeki tek ihtimal İngiltere idi. Bence bu seçenekten de olumlu bir sonuç alınamayınca eldeki emektar F-16’lara dönüldü. Yeni sipariş olmasa da eldekiler için modernizasyon yapılması bir zorunluluktu. Çünkü eldeki uçaklarımız çok yıpranmış ve son kullanım dönemine girmiş durumda olan savaş uçakları.

Ek olarak F-35 krizi ile birlikte Türkiye’nin 1,4 milyar dolar parası ABD’de olduğundan bu parayı belirsiz bir süre içeride tutmaktansa F-16 filosunu ciddi manada genişletip eldeki eski uçakların modernizasyonunu sağlamayı daha verimli bir çözüm olarak görüyor.

Türkiye’nin kendi Milli Muharip uçağına sahip olacağı tarih en iyi senaryo ile 2028 . Bir savaş uçağının ortalama ömrü de 35-40 yıl olduğuna göre Türkiye’nin yeni bir filo kurmak yerine var olan eldeki güçlendirmesi çok da mantıksız bir fikir değil. Çünkü yeni bir savaş jetine geçmek lojistik ve pilotaj bakımından da bir değişime gitmek demek.

Her ne kadar mantıklı bir hamle olsa da işin ABD diplomasi ayağı Türkiye’nin en büyük problemi. Parasını verdiğimiz F-35’i vermeyen ABD , F-16’lar konusunda da sorun çıkarabilir. Kongre’nin iki tarafı da Türkiye’ye sertleşme konusunda hemfikir. Daha F-16 mektubu gider gitmez karşı propaganda başladı.

Nitekim ABD’nin F-16 da vermemesi Türkiye’yi başka bir seçeneğe kendi elleriyle itmek anlamına gelecek. Bu seferde eli boş dönerse Türkiye artık fiilen bir NATO ülkesi olmayacak denilebilir. Çünkü S-400 ile F-35 arasında yaşanan sorun F-35’in S-400’e tanımlanmaması fakat F-16’lar bakımında bu bir problem değil.

Yani S-400’ler bugün de F-16’ları tespit edebiliyor. Bu sebeple de ABD F-16 ile karşıya geçmesini istemediği bilgileri vermiş oluyor. Biden yönetimine S-400’lerin alımı ve insan hakları sicili nedeniyle Ankara üzerinde daha fazla baskı yapılması fikri ağırlık bulmazsa ABD için de F-16 satmak çok kötü bir senaryo değil.

Açıkçası Türkiye-ABD ilişkiler kendine sürekli yeni dönüm noktaları ekleyip duruyor.  Yaşanan her diplomatik krizin de Türkiye ekonomisine ciddi etkileri olduğu aşikar. Yeni dönüm noktasının nasıl sonuçlanacağını hep beraber yakında göreceğiz.