İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Covid-19 Pandemi Olmaktan Çıktı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığı açıklamada Covid-19 salgınının küresel tehlike olma statüsünden çıkarıldığını duyurdu. Tam 3 yıl süren pandemi eğitimden ekonomiye küresel ölçekte birçok şeyi değiştirdi. Peki hepimizin hayatının bir dönemine etki eden pandemiye dair akıllarımızda neler kaldı? Başka bir deyişle pandemi hayatımızda ve dünyamızda neleri değiştirdi?

Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde başlayan Covid-19 salgını kısa sürede Çin’in tamamına yayılmıştı. Durumu Dünya Sağlık Örgütü’ne bildiren Çin hükümetinin talebi üzerine Corona Virüs küresel tehlike olarak adlandırılmaya başlanmıştı. Kısa sürede tüm dünyaya yayılan virüs; insanlarda yüksek ateş, halsizlik, şiddetli öksürük ve boğaz ağrısı gibi semptomlarla kendini belli ediyordu. Özellikle İtalya, İspanya gibi Avrupa ülkelerinde çok hızlı yayılması ve hastalığın yüksek oranda ölümle sonuçlanması ülkelerin bu salgını kontrol altına alabilmek için seyahat sınırlandırmaları getirmelerine yol açtı.

2020 yılına damgasını vuran olay olarak nitelendirilen Corona Virüs salgını, 1900’lerin başında Avrupa’da görülen İspanyol Gribi salgını ile karşılaştırılmaya başlandı. Salgını kontrol altına almaya çalışan ülkeler insanların zorunlu olmadıkça sokağa çıkmaması gerektiğini vurgularken maske takma zorunluluğu, toplu alanlarda gerçekleştirilen etkinlikleri yasaklama, uzaktan eğitime geçilmesi ve beyaz yakalılar için evden çalışma gibi yeni uygulamaları da yürürlüğe soktu.

Pandemi Tam 3 Yıl Sürdü

DSÖ 5 Mayıs 2023 tarihinde Covid-19’un küresel tehlike statüsüne son verdi. Tam 3 yıl süren pandemi sürecinde dünya genelinde hastalığın 766 milyon insana bulaştığı, 6,9 milyon insanın ise hayatını kaybettiği kaydedildi. Birçok uzman ve araştırmacı, Covid-19’un bıraktığı hasardan ve hastalığın yan etkilerinden dolayı ölen insanlar da bu veriye dahil edildiğinde ölümlerin dünya genelinde 20 milyonu bulduğu iddia ediyor. Farklı araştırma enstitüleri ve ilaç şirketleri tarafından geliştirilen aşılar ile salgından korunma başlatılsa da dünyada bugüne kadar sadece 5,1 milyar kişi tam doz aşılanabildi. 5,5 milyar insan ise tek doz aşılanabilirken toplamda 13,3 milyar aşı uygulandı.

Pandeminin Yasaklamaları Sadece Türkmenistan’da Uygulanmadı

Farklı uygulamaları olsa da neredeyse bütün ülkeler vatandaşlarına maske takma zorunluluğu, sokağa çıkma yasağı, uzaktan eğitim ve evden çalışma, toplu alanlarda bulunulmaması gibi kurallar uyguladı. Bu kuralların bazıları ülkelerin politik gerekçeleriyle hala devam ediyor.  Fakat Türkmenistan Corona Virüs vakasının neredeyse hiç görülmediği tek ülke olmayı başardı. Pandemi süresince restoran ve kafelerin açık olduğu, sokağa çıkma yasaklarının uygulanmadığı ve toplu etkinliklerin düzenlenebildiği tek yer Türkmenistan’dı. Bunun sebebi olarak ise Türkmenistan’ın dünyanın en kapalı ülkelerinden biri olması ve salgının en başından beri aldığı uçuş yasakları gösteriliyor. Aşı uygulamasını vatandaşlarına zorunlu tutan Türkmenistan’da bazı uzmanlara göre ise hükümet, vakaları ve ölümleri kamuoyundan saklayarak toplumu yanlış bilgilendirdi. Birçok hükümetin pandeminin başlangıcında toplumda kaosa sebebiyet vermemek için vaka sayılarını çarpıttığı biliniyor.

Bireysel Yaşamlardan Dünya Düzenine Pandemi Etkisi

Covid için geliştirilen ve uygulanan aşıların etkileri ile ilgili bir şey söylemek için henüz çok erken. İnsan vücudundaki yan etkileri ve bıraktığı kalıcı hasarlar olup olmadığına dair daha uzun bir zaman periyodunda inceleme yapılması gerekiyor. Pandemi sürecinin hayatımıza getirdiği yeniliklerden ise kolay kolay vazgeçemeyeceğimiz ortada. Yeniliklerden en önemlisi evden çalışma kültürü. The Wall Street Journall’ın yürüttüğü bir çalışma, pandemi döneminde evden çalışma yöntemine geçen şirketlerin çalışanlarını ofislere geri çağırmaya başladığını fakat çalışanların dönmek istemediklerini ortaya koydu. Çalışanların esnek çalışmaya devam etmek istemelerinin temelinde ise trafik, yüksek kreş ve bakıcı masrafları ve yol maliyetleri gibi sorunlar yatıyor. Esnek çalışan bir personel evden çalıştığı takdirde çocuklarıyla daha yakından ilgilenebiliyor ve böylelikle aylık kreş veya bakıcı hizmetlerine bütçe ayırmıyor. Yine aynı şekilde ofise gitmek için araç kullanmasına gerek kalmaması, akaryakıt harcamalarının düşmesi ve trafikte geçirilen sürenin olmaması çalışanları daha da motive ediyor. Çalışanlardan gelen talepler işverenlerin isteklerine göre her ne kadar baskın görünse de işverenler ofislere ödedikleri yüksek kiralar nedeniyle personellerini ofiste görmek istediklerini her geçen gün artan bir şiddetle vurguluyor.

Pandemi elbette sadece çalışma hayatını etkilemedi. Bir başka etki alanı da devletler ve uluslararası ticaretin seyir rotaları oldu. Küreselleşme ve finansallaşmanın en zirve noktaya ulaştığı 2010’lu yılların sonunda ortaya çıkan pandeminin sonrasındaki süreçte halklar kozmopolitan toplum yapılarını ve ulusların birbirleriyle olan etkileşimlerini sorgulamaya başladı. Bunun sonucunda başta Avrupa kıtasında olmak üzere tüm Batı dünyasında popülist ve sağ politikacıların söylemleri halk arasında daha da rağbet görmeye başladı. Polonya, Macaristan ve Fransa gibi ülkelerde giderek daha da otoriterleşen liderlerin yanında 2022 yılında İtalya’da aşırı sağcı bir başbakanın seçimle göreve gelmesi ve ülke genelindeki düzensiz göçle mücadele etmek için uygulamaya koyduğu OHAL dönemin en basit örnekleri.

Ticaret rotalarına baktığımızda ise pandemiyle beraber 400 yıllık Atlantik ticaret ağının artık Pasifik’e kaymaya başladığı görülüyor. ABD’nin başta Çin ve Pasifik ülkeleriyle olan mal ithalat-ihracatının büyümesi nedeniyle Atlantik ticaret ağındaki ülkeler ürettikleri malları transfer edebilecekleri kuru yük gemileri ve konteyner bulamıyor.