İran büyük bir siyasi ve askeri güç fakat yaptırımlar sebebiyle daralan seçenekleri onları köşeye sıkıştırıyor ve ekonomik olarak zorluyor.
ABD yaptırımlarının Kovid-19 salgını sürecinde İran’ın ilaç ve tıbbi cihazlar almasını da engellediğini ve koronayla mücadeleyi zorlaştırdığını dile getiren Ruhani, “AB ülkeleri ve özellikle de Fransa’dan bu insani olmayan adımlara karşı sessiz kalmaması bekleniyor.” sözlerinden de anlayacağımız gibi çözüm istiyor.
İran, ABD’nin uyguladığı yaptırımların kaldırılması çabalarını sürdürüyor. İran Cumhurbaşkanı Ruhani, yaptırımların kalkması için ‘bir dakikayı bile kaçırmayacaklarını’ söyledi.ABD tarafından ise bugüne kadar ki ilk adım geldi.
ABD iki hafta önce ; son aylarda İran’dan petrol ithalatını artıran Çin’i, sevkiyatlarla ilgili yaptırım uygulayacağı konusunda uyardı ama nükleer anlaşmasına dönüş için müzakerelerin başlaması durumunda yaptırımları gevşetme sinyali verdi.
İngiliz Financial Times (FT) gazetesinin ABD’li üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı habere göre, Joe Biden yönetimi, İran’dan petrol alımlarına ilişkin Donald Trump döneminde yürürlüğe giren yaptırım kararlarının uygulanmaya devam edeceğini Pekin’e bildirdi.
Fakat Pekin 26 Mart’ta yaptığı açıklamada ABD Başkanı Joe Biden yönetimi tarafından İran petrolüne yaptırım uygulanmasına yönelik bir işaret almadığını söyledi. Bu açıklamadan iki gün sonra, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin bölge turu kapsamında Tahran’ı ziyaret etti.
İran’ın yarı resmi haber ajansı ISNA’ya göre Wang, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüşmeden önce İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ile istişarelerde bulundu ve Çin ile İran arasında 25 yıllık ticaret anlaşması için uzlaşmaya varıldı.
Anlaşma ile Çin istikrarlı petrol arzı karşılığında İran’a süre içinde 400 milyar dolar yatırım yapacak. Çin Dışişleri Bakanı’nın açıklamasına göre İran ile Çin artık birer ‘stratejik ortak’. New York Times’ın haberine göre, anlaşma bankacılık, telekomünikasyon, liman, demiryolları, sağlık ve bilgi teknolojileri gibi birçok sektöre Çin’in yatırım yapmasını öngörüyor.
Karşılığındaysa Çin, İran’dan düzenli olarak büyük bir iskontoyla petrol tedarik edecek. Bu da Çin’in var olan ve sürekli artan enerji ihtiyacını karşılayacak önemli bir adım.Ayrıca bölgede Türkiye , Irak , Pakistan gibi ülkelerle işbirliği güçlü olan Çin’in bölgede müttefik sayısını arttırdığını söyleyebiliriz.
Bu anlaşmadan iki farklı okuma çıkarabiliriz. Birincisi , Çin’in ABD yaptırım tehdidine karşı hamle yapması ABD’nin Çin’e karşı çaresizliğini gösterir. İkincisi ise , ABD’nin İran hakkında ciddi bir yumuşama sürecine girdiği ve gelecekte tekrar nükleer anlaşmaya geri döneceğini söyleyebiliriz.
Ne olmuştu?
Donald Trump’ın başkanlığı döneminde Washington, 8 Mayıs 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlamıştı.
Yaptırımlara karşılık 8 Mayıs 2019’da kademeli olarak anlaşmadaki taahhütlerini durdurmaya başlayan İran, 5 Ocak 2020’de anlaşmadaki taahhütlerini tamamen durdurmuş ve yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme işlemi dahil bir dizi adım atmıştı.