Rusya – Ukrayna savaşının başladığı ilk günden itibaren Avrupa ülkelerinin dört bir yanından Ukrayna’ya desteklerinin yağdığı anlar herkesin hala aklında. Rusya’ya yaptırım çağrıları, “savaşa hayır” sloganları, Avrupalıların Ukrayna halkına yardım çağrıları ve ardından silah yardımları…
Ancak son günlerde hem savaşın getirdiği zorluklar hem de Rusya’ya uygulanan yaptırımların etkisi ile birlikte birtakım sıkıntılar gün yüzüne çıkmaya başladı. Ukrayna’daki savaş uzadıkça ve Avrupalılar artan enerji fiyatlarının ve yavaşlayan ekonominin zorluklarını tecrübe etmeye başladıkça odak noktaları da ister istemez yön değişikliğine uğradı.
Son günlerde özellikle Almanya ve Çek Cumhuriyeti’nde aşırı sağ ve soldan oluşan topluluklar, artan enerji fiyatlarını ve aynı zamanda NATO ve Batılı ülkelerin Ukrayna’ya gösterdikleri desteği protesto etmek amacıyla sokaklara indi. Sadece Prag’da Cumartesi günü şehir merkezinde gerçekleşen protestolara tahmini olarak 70.000 kişinin katıldığı tahmin ediliyor. Avrupa Solu Partisi’nin eski lideri Gregor Gysi, Liepzig’de “NATO, Ukrayna ve Rusya ile ilgili olarak yanlış yapılabilecek her şeyi yaptı” diyerek eleştiride bulundu.
Burada aslında önemli bir noktaya değinmekte fayda var: Rusya, son zamanlarda Avrupa’da protesto hareketlerini daha da körükleyecek “çok uçta” bulunan unsurlara verdiği destekler, aynı zamanda da yürüttüğü sosyal medya dezenformasyonu ve siyasi hileler yardımıyla Avrupa insanlarını hükümetlerine karşı ters bir tutum içerisine sokmayı hedefliyor. Rusya’nın bu çabalarının asıl amacı kesinlikle Avrupalıları Rusya destekçisi haline getirmek değil. Bunun asla gerçekleşmeyeceğinin farkında olan Rusya, bunun yerine Avrupa seçmenlerini neye inanacaklarını bilemeyecek derecede kutuplaştırma hedefinde. Böylece Avrupalılar hükümetlerine karşı katı bir tutum sergileyebilecek ve istikrarsızlaşma sürecine girmiş bulunacaklar. Rusya şimdilik bu durumu devam ettirecek gibi görünüyor.
Avrupa’da meydana gelen enerji krizleri ve aynı zamanda Ukrayna’da savaştan kaçan insanlara ev sahipliği yapması Avrupa’daki sağ kesimin ciddi tavırlar almasını da sağladı. Avrupalılar savaş başladığından itibaren her ne kadar Rusya’nın Ukrayna’daki vahşetine şiddetle karşı çıksalar da bu takındıkları tutumun son zamanlarda değişime uğradığı açıkça görülüyor. Avrupa’nın en büyük ülkeleri olan Almanya, Fransa, İngiltere ve Polonya artık savaştan daha çok ülkelerindeki yaşam maliyetlerine odaklanmış durumdalar. Şu an Fransa’nın %40’ı Sarı Ceketler Hareketi’nin geri dönüşünü destekler konumda bulunuyor.
Bu çerçeveden bakıldığında Avrupalı liderlerin Rusya’ya yönelik yaptırımları konusunda hafiflemeye gidebilecekleri öngörülebilir. Avrupa’da sıcaklıkların düşmesi ve kışın kapıyı çalması ile birlikte oluşacak doğalgaz krizi Avrupa insanını ciddi ölçüde etkileyecektir. Moskova’nın AB’nin üçte birinden fazlasını oluşturan doğalgaz akışını durdurması ile birlikte Avrupa bu sene soğuğu iliklerine kadar hissedecek gibi görünüyor.
Bu hafta sosyal medyada bir Gazprom çalışanının vanayı kapattığını gösteren ve Avrupa’nın rüzgarlı ve karlı havaya teslim olduğunu gösteren bir video yayınlandı. Videonun verdiği mesaj ise gayet açık : Bu sene kış, Avrupa için çok uzun sürecek.
Her ne kadar şu an Avrupa ülkeleri Rusya’ya yönelik yapılan yaptırımlar karşısında birleşmiş görünse de ilerleyen zamanlarda çatlakların derinleşmeye başlayacağı öngörülebilir. Çünkü popülist hareketlerin güçlü olduğu ülkelerde Rusya’ya yapılan yaptırımlara karşı büyük bir cephe oluşturulmaya başlandı. Avusturya’da şu an nüfusun %40’ı Rusya’ya karşı yapılan yaptırımları desteklemiyor. İtalya’da da aynı şekilde nüfusun %51’i ülke üzerindeki ekonomik baskıları hafifletmek için yaptırımlara karşı olduklarını belirtiyor.
Eğer Avrupa’daki bu krizler devam ederse, Avrupa kendi hayatını büyük ölçüde tehlikeye atacağının farkında. Bu yüzden yaptırım konusunda tekrar değerlendirme yapma olasılıkları yüksek görünüyor. Bu açıdan bakarsak, Avrupa’nın Rusya yanlısı olması her ne kadar imkansız gibi görünse de, en azından Rusya yaptırımlarına karşı olması Rusya için büyük bir kazanç demektir.
Diğer Avrupa ülkeleri bir yana, Almanya’daki durum biraz daha ciddi görünüyor. Çünkü Rusya- Ukrayna savaşında Almanya, hem ekonomik hem de siyasi ağırlığını diğer ülkelerden daha fazla ortaya koydu. Rusya bunu çok iyi bildiğinden dolayı ilerleyen günlerde Almanya’da suları bulandırmaya çalışabilir. Ayrıca savaşın ekonomiye etkileri de göz önüne alındığında, Almanya’da fiyatlar artmaya başladıkça Ukrayna ile dayanışmasının da baltalanabileceği öngörülebilir.
Ancak Ukrayna, Avrupa ülkelerinde Rusya’ya yönelik yaptırımlar karşısında Avrupa’nın bütünlüğünü etkileyebilecek çatlakların oluştuğunun gayet farkında. Bu yüzden Ukrayna, elinden geldiğince Avrupa’yı kendisi ile aynı odaya hapsetme gayretinde bulunuyor. Eğer Rusya Ukrayna’da kazanırsa, Rusya’nın bir sonraki durağının Avrupa olacağını iddia ediyor. Bu durum da ister istemez Avrupa’yı baskı altında bırakıyor ve karar mekanizmalarını da aynı ölçüde etkiliyor. Şimdilik kış Avrupa için zorlu geçecek gibi görünüyor.