İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Avrupa’da Terör

Fransa ve Avusturya’daki terör saldırıları dünyanın gündemini meşgul eden önemli konulardan bir tanesi. Fransa’da farklı günlerde 4 kişi öldürüldü. Ardından Viyana’da IŞİD’li bir terörist tarafından gerçekleştirilen saldırıdaysa 4 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi yaralandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un saldırıdan sonra yaptığı açıklamalar ise bazı ülkelerde iplerin gerilmesine ve Fransız mallarına boykot çağrıları yapılmasına neden oldu. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Viyana’da gerçekleşen terör saldırısıyla alakalı yaptığı açıklamada, “‘İslamcı terör bizim ortak düşmanımız” dedi. İslam adı altında gerçekleştirilen bu terör eylemleri Avrupa devletlerinin de aralarındaki bağı ‘teröre karşı ortak tavır bağlamında’ güçlendiriyor. Bu bir açıdan anlaşılabilir ve pozitif bir tutum olsa da akla başka bir soruyu daha getiriyor: Avrupa devletleri teröre karşı tavır alırken daha mı çok sağa kayacaklar? Bu durumda radikalizmin başka şekillerde ve başka gruplar arasında kendini göstermesi kaçınılmaz olabilir. Avrupa’yı bu anlamda zorlu bir mücadele bekliyor gibi. Çünkü, toplum içerisindeki farklı grupların kendilerini ifade olanağı bulamaması, temsil edilememe gibi durumlar da radikal hareketleri besleyebiliyor. Radikallik her zaman negatif bir anlam taşımasa da mevcut sağ siyasal yapıların tutumları bazı radikal grupları daha da marjinalleştirebiliyor.

Uzmanlara göre bu terör saldırılarının arkasındaki nedenlerden bazıları Fransa’nın reelpolitiği, seküler sistemi, Avusturya’da ise sağın iktidarda olması. Reel politik bağlamında duruma baktığımızda ise Fransa’nın tekrar hegemonik bir güç olma isteği uzmanlar tarafından dile getirilen diğer bir konu. Doğu Akdeniz’de bu kadar söz söylemesi veya Lübnan’daki patlamadan sonra oraya ilk giden siyasi liderin Fransa Cumhurbaşkanı Macron olması bu açıklamaları destekler nitelikte olan bazı siyasal tutumlar. Bir diğer sebep ise Fransa’nın seküler sistemi olabilir. Örneğin, Fransa’da seküler sistemin uygulanması bağlamında İslami başörtüsü veya Sih türbanı giymek, büyük bir haç taşımak, kipa takmak gibi eylemler devlet okullarında yasaklanmış durumda. Bunun gibi başka uygulamalar da ülkede uygulanmakta. Bu sebeple bazı gruplar dinlerini iyi bir şekilde yaşayamadıklarına dair şikayetler dile getiriyorlar.