İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Almanya Artık Rusya’nın Arkasında Durmayacak

Rusya-Almanya İlişkileri

Rusya ile Almanya arasındaki ilişkiler son yıllarda karmaşık bir tablo ortaya koyuyor. Almanya, Avrupa’ya satılan Rus gazının miktarını iki katına çıkaracak olan Kuzey Akım 2 doğal gaz hattının en önemli destekçisi. Hatta bu yüzden eski Başkan Donald Trump döneminde ABD ile ilişkilerin bozulması gündemi belirledi. Alman şirketlerinin Rusya’da 25 milyar Euro’luk yatırımı var, ikili ticaret hacmi son yıllarda 90 milyar Euro’nun üzerine çıktı.

Buna karşılık 2019 yılında bir eski Çeçen milis liderinin, Rusya destekli olduğu düşünülen bir saldırgan tarafından Berlin’de öldürülmesi Almanya ile Rusya arasında gerilime neden oldu.

Olayla bağlantılı karşılıklı suçlamalar sonrasında, Almanya ve Rusya karşılıklı olarak diplomatları sınırdışı etti. Berlin ve Moskova arasındaki ilişkiler muhalif Aleksei Navalny’nin zehirlenmesinden sonra daha da gerildi. Navalny’nin tedavisi 22 Ağustos’ta getirildiği Almanya’da devam etmiş, Alman hükümeti doğrudan Rus yönetimini muhalif siyasetçiyi zehirlemekle suçlamıştı.Bu olay Rus-Alman ilişkilerinde bir dönüm noktası oldu.

Anlayışlı Dil Artık Yok

Almanya aynı Türkiye’de olduğu gibi daha ılımlı bir bakış açısına sahipti. Fakat Yeni ABD yönetiminin gelişi ile birlikte durum değişti. Yaşananlar, Berlin’i dış politika açısından önemli bir karar alma noktasına getirdi: Almanya artık Rusya’ya özel bir politika gütmeyecek; karşılıklı anlayış ve en azından temel seviyede bir iş birliği adına karşı tarafın gerekçelerini ya da çabalarını anlamaya çalışmayacak. Rusya’nın kullandığı siyasi dile tercüman olmayacak veya müttefiklerinin görüşlerini Moskova’ya anlatmayı görev edinmeyecek.

Son yıllarda Almanya ve liderinin oynadığı bu özel rol artık geçmişte kaldı. Bundan böyle Almanya, Batı Avrupa’daki diğer ülkeler Rusya’ya karşı nasıl davranıyorsa öyle davranacak. Söylem bazında bakacak olursak, bu, Berlin’in artık Kremlin’in iç ve dış politikalarına kararlılıkla muhalefet edeceği, Moskova’nın atacağı belirli adımları sert bir dille eleştireceği ve Doğu Avrupa ülkeleriyle güçlü bir dayanışma göstereceği anlamına geliyor. Ekonomi düzeyinde ise beklenti, Kuzey Akım 2 Boru Hattı projesinin iptal edileceği yönünde. Bunlara ek olarak, diplomasi alanında da en üst seviyede resmî temasların ciddi şekilde kısıtlandığına ve diyaloğun askıya alındığına tanık olmamız muhtemel.

Bu konudaki en büyük tezat ise Almanya’nın ve Avrupa Birliğinin Rus gazına olan ihtiyacı. Rus gazının %74’ü Avrupa Birliğine satılmakta ve özellikle Almanya başta olmak üzere büyük ülkelerin doğalgaz ihtiyacı her yıl daha da artmakta.

Son olarak Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Niels Annen, CERAWeek Konferansı’nda açıklamalarda bulunarak, “Umarım çok optimistik değilimdir ancak Biden yönetimiyle birlikte bizimle çalışmak isteyen partnerler bulacağımızı ve gerçekte neler olup bittiğini bir kez daha değerlendirebileceğimizi umuyorum. Zira, Kuzey Akım-2’nin bağımlılığımızı artırdığına inanmıyoruz” ifadelerini kullandı.

Rusya’da Almanya’nın elini rahatlatmak yerine rest çekti ve Lavrov , Rusya ekonomisinin hassas alanlarını riske atacak yaptırımlar uygulanması halinde AB ile ilişkileri koparmaya hazır olduklarını söylemişti.