İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aldım , Verdim

Uluslararası İlişkiler bir bilim değildir. Bir davranışlar bilimidir. Ülkeler durumlara göre her gün kuralları baştan yazarlar. Her ülke kendi senaryolarını yazar sonra koyulur yola. Sonrasında beyanlar alternatif senaryolar yaratır.

Sonrasında işin en önemlisi devleti yönetenlerindir, aynı filmi farklı dillere çevirerek halkına oynarlar. Şu ana kadar söylediklerimi aklınızda tutarak devamını okuyun lütfen. İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası Pazartesi günü NATO’ya üyelik başvurusu yapacak.

Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığı Finlandiya ve İsveç’i askeri tarafsızlık geleneklerini yeniden gözden geçirmeye sevk etti. İki ülke bu yolda ilerlerse, Vladimir Putin’in NATO’nun Rusya topraklarına yakın genişlemesini gerekçesiyle Ukrayna’yı işgal etmesi NATO’nun sınırlarını genişletmesiyle sonuçlanacak ve bu Rusya’ya bir darbe olacak.

Turkey's leader opposes letting Finland, Sweden join NATO | Nation & World  | heraldbulletin.com

Bununla birlikte, NATO tüm kararlarını oybirliği ile alır, yani 30 üye ülkenin her birinin kimlerin katılabileceği konusunda potansiyel veto hakkı vardır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma günü yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasına “olumlu” olmadığını söyleyerek, Türkiye’nin iki ülkeyi kabul etmek için hamleleri veto etmek için Batı askeri ittifakına üyeliğini kullanabileceğini belirtti.

Erdoğan, iki İskandinav ülkesinin herhangi bir üyelik girişimini engelleyeceğini açıkça söylemedi. Sonrasında  İbrahim Kalın, Ankara’nın bu ülkelerin NATO adaylığına bakışını “Kapıyı kapatmış değiliz” diyerek özetledi, ancak PKK ve Gülen Cemaati’nin “Türkiye için ulusal güvenlik meselesi olduğuna” dikkat çektiklerini ifade etti.

Aynı saatlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ile iki ülkenin NATO’ya üyelik müracaatına ilişkin üçlü bir zirve gerçekleştirdi. Bunlar bize şunu işaret ediyor. Türkiye ile Batı arasında pazarlıklar başlamış durumda.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya ile NATO üyelik sürecini görüştü

Finlandiya ve İsveç masanın bir tarafında , tam sağında da ABD masanın diğer tarafında bulunmakta. Türkiye iki taraftan taleplerde bulunacak. Bunların içinde ABD Senatosunun F-16(belki de F-35) kararlarından tutun , Finlandiya’nın ve Batı’nın Türkiye’ye uyguladığı ambargoya kadar birçok konuda alınacak ve verilecek. Günün sonunda da bir karar verilecek.

Alıp verme süreci beklenen kadar kısa sürmeyecektir. Unutmamak gerekiyor ki Türkiye’nin 1980’de Yunanistan’ı NATO’nun askeri kanadına almayı kabul etmesinden bu yana geçmişteki “hatasının” sıkıntısını çekiyor . Bu nedenle ciddi bir analiz ile karar verilmeli. Ayrıca bu durum Rusya’ya zaman kazandırmış olacak. Bu sayede Rusya gardını alacak zaman kazanacak. Bu da denklemin diğer bir noktası.

Son yıllarda Batı güvenlik politikasını Türkiye’yi entegre etmeden şekillendirmekteydi. Bu hamle ile Batı güvenlik altyapısına entegrasyon başarılı oldu. ABD’li politika yapıcıların yaratmak istediği dünya düzeni Türkiye’yi tekrar oyuna dahil etti. Türkiye’nin stratejik önemini kabul ettiler.

Erdoğan dünya siyasetinde büyük bir hamle yapıyor. Bu hamle Türkiye’ye ciddi kazanımlar getirebilir fakat unutmamak gerekiyor ki Türkiye’nin ekonomik durumu iyi bir noktada değil. Erdoğan’ın da seçimden önce ciddi şekilde paraya ihtiyacı var. Bu sadece bizim bildiğimiz bir gerçek değil. Bu da Türkiye’nin masadaki en büyük handikabı olarak gözüküyor.