Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bugün yaptığı görüşmeyi değerlendirdi. Von der Leyen, kısa süren toplantıda, AB-Türkiye ilişkilerinde atılması gereken sıradaki adımları görüştüklerini ve diyaloğun şart olduğunu söyledi.
Bununla birlikte ; 15 Ocak’ta Macron’un Erdoğan’a ilişkileri normalleştirmek için mektubu , 18 Ocak’ta Almanya Dışişleri Bakanı Maas’ın 2 günlük Ankara ziyareti ve sonrasında Mevlüt Çavuşoğlu’nun 3 gündür Brüksel’de olması bütün olarak AB ve Türkiye’nin karşılıklı anlaşmaya yakın olduklarını gösteriyor.
Ayrıca hükümetin iç basında da AB konusunda yaydığı olumlu dalga dikkat çekiyor. Sürekli geleceğimizin Avrupa olduğuna dair söylemler söyleniyor. Açıkçası AB ile ilişkilerin iyiye gitmesi bugünden yarına olacak bir şey değil ama diyalog önemli.
Öte yandan Le Figaro’da Delphine Minoui imzasıyla “Erdoğan neden şimdi Avrupa’ya karşı tavrını yumuşatıyor?” başlığı ile çıkan bir yazıda, “ülkenin yaşadığı ekonomik sıkıntılar yüzünden Erdoğan’ın da AB’ye yakınlaşmak zorunda kaldığı” yorumu yapıldı.
Erdoğan 2023 yılından önce AB ile Vize Serbestliği ve Gümrük Anlaşması konularını halletmek istiyor. Kötü giden ekonomi dışında iktidarın popülaritesinin düşmesi, ülkenin giderek tecrit olması ve ABD’de yeni yönetimle ilişkilerin kötüleşme ihtimali üzerine Erdoğan’ın yine Avrupa yakınlaşmak zorunluğu da var.
Aynı şekilde AB’nin de Türkiye’siz bir dünyaya cesareti dahi yok. Çünkü AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var ; Enerji için , Rusya’ya karşı koymak için , mültecileri yönetmek için , Avrupa’yı Asya’ya bağlamak için ve Afrika’da ilişkilerini yenilemek için.
Toplantı sonrasında Borrell “Geçen yıl, Türkiye-AB ilişkileri açısından zor bir yıldı. Bugün Çavuşoğlu’nun kabul ederek ileriye dönük ikili stratejik çıkarları, iş birliğinin güçlendirilmesini ortak değer ve prensiplere bağlı ilişkileri değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.
Von der Leyen ise, AB-Türkiye ilişkilerinde atılması gereken sıradaki adımları görüştüklerini ve diyaloğun şart olduğunu söyledi. İşte tamda burada Türkiye’nin hukuk ve ekonomi reformu devreye giriyor. Özellikle Terörle Mücadele Mevzuatı bence masadaki en önemli başlıklardan biri.
Açıkçası Türkiye ve AB ilişkilerinde bugün yaprak kıpırdamaz fakat 1-2 yıl içerisinde hem Gümrük Anlaşması hem de Vize Serbestliği konusunun kesinlikle önemli gelişmelerin olacağını düşünüyorum. Türkiye’de bu iki kararın çıkmasından önce seçim olmayacaktır.
Açıkçası Türkiye’nin AB üyeliği yerine Gümrük Birliğini ortaya atması ve fikrin bunun üzerine inşası işi kolaylaştıran en önemli nedenlerden biri. AB, Türkiye’yi ve Erdoğan’ı Avrupa Birliği içerisinde görmek istemiyor ama aynı tarafta olmak istiyor. Türkiye’nin de isteği bundan fazlası değil.