11 Eylül 2001 ABD için sonun başlangıcı mı olacak ? 20 yıl sonranın geçmişle imtihanı.
ABD’nin New York eyaletinde yer alan Dünya Ticaret Merkezi’ne ait kulelere düzenlenen dünyanın en ölümcül terör saldırısı 11 Eylül’ün üzerinden 20 yıl geçti. Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesi ve ABD’nin çekilmesi üzerine bu yıl ABD ve dünya siyaset bilimcileri için de bir muhakeme imkanı sundu.
20 yıl sonradan bakınca 11 Eylül’ü, sonrasında ABD içinde yaşanan tramvayı ve bunun başka ülkelerde ABD’nin yarattığı daha büyük kaos üzerine konuşmanın belki de en anlamlı olacağı gün. Çünkü 11 Eylül 2001 yılına geri döndüğümüzde dünyanın jandarmasına saldıran El Kaide ve onun destekleyenlere kafayı yemiş olmalılar diyenlerin sayısı hiçte az değildi.
2021 yılından bakınca 11 Eylül’ün hegemonya zayıflamasının ilk adımı olduğunu ve daha sonrasında gelen her adımında durumu ABD aleyhine bir hale soktuğunu görmekte fayda var. Irak’ın işgali ve sonrasındaki kaos , Afganistan’ın işgali ve sonrasındaki kaos bize gösteriyor ki 11 Eylül’ün travmasıyla ABD çok da ne yaptığını bilerek -planlı- buralara girmemiş.
Ne yaptığını bilmezsen kontrolü kaybedersin. ABD’de de bu genelleme pek bozulmadı. Kontrolü kaybettiler ve 11 Eylül travmasıyla suçsuz yüzbinlerce insanı “belki suçlulardır” diye yıllarca arka bahçeleri Guantanamo (Küba), Ebu Gureyb(Irak) , Bagram (Afganistan) Cezaevlerinde işkencelere tabi tutan ABD ; hukuku , insan haklarını ve ahlakı bir kenara bırakarak kendi kendine yeni düşmanlar yarattı.
Farklı kurumlar farklı rakamlar veriyor, ancak 22-71 bin arasında sivilin 11 Eylül’den bu yana ABD hava saldırılarında can verdiği bildiriliyor. Afganistan’ın bugünü , Irak’ın yaşadıkları , Suriye’de yaşananlar dünyanın geri kalanıyla ABD arasında kültürel bir Amerikan karşıtlığı ve güvensizliği miras bıraktı. İşte bu yüzden de 2041 yılına gelindiğinde 11 Eylül günü ABD için atılacak başlık “Sonun Başlangıcı” olabilir.
Amerikan Güvensizliği
Çünkü yarına miras kalan güvensizlik , ABD ile strateji geliştiren herkesin aklının bir ucunda. “ABD günün sonunda çıkarı bittiği yerde bir dakika durmaz” kalıplaşması yakın vadede Ukrayna , Tayvan ve Suriye’deki dostlarını ürkütmüştür. Bu durumda diğer süper güçlerin hamle yeteneğini artırıyor.
11 Eylül travması , askeri ve kültürel olarak ABD’ye ne kadar zarar verdiyse ekonomik olarak da bir o kadar zarar verdi. 2007 Krizi başlı başına ekonomiye etkisinin önemli bir göstergesi. ABD, Irak ve Afganistan’ın ekonomik yükünü en az 30 yıl daha çekecek.
ABD, savaş bölgesindeki 20 yıllık varlığı boyunca askeri operasyonlara tahmini 2 trilyon dolardan fazla harcadı. ABD’nin borçlanarak finanse ettiği Afganistan ve Irak savaşlarının maliyetinin yanı sıra 2050’ye kadar borçlanma faizinin 6,5 trilyon doları bulması bekleniyor.
Dünyadaki hala en büyük ekonomik ve askeri güç olmasına rağmen artık tek süper güç olmamasının altındaki sebeplerden en önemlisinin 11 Eylül travması olduğunu düşünenlerdenim. Tabii bunların bilinçli bir şekilde ABD projesi olduğunu söyleyenler de olabilir. Ancak bu planı şekillendiren de plansızlık olduğundan aynı sözler geçerli.