Mayıs 2023’te 12 Güney Amerika ülkesinin liderleri, Brasília’da bölgesel bütünleşme vizyonunu tartışmak üzere bir araya geldi. Bu tarihi buluşmanın öncülüğünü yapan Brezilya Devlet Başkanı Lula, ideolojik ayrılıkların üzerinde bir birlik arayışı içinde olduklarını vurgulayarak önemli bir mesaj verdi.
Son on yılda, Latin Amerika’nın bütünleşme çabaları birçok kez eleştirilere maruz kaldı. Bazıları bu girişimleri yüzeysel olarak gördü, diğerleri ise bu hareketlerin ABD’ye duyulan bir düşmanlık sonucu ortaya çıktığını düşündü. Ancak, bu yorumlar, bölgesel bütünleşmenin gerçek motivasyonunu göz ardı ediyor.
Birçok lider, ABD’nin öncülük ettiği yarımküre yönetiminin çöktüğüne inanıyor. Özellikle OAS’in son yıllardaki skandalları, bu kurumun artık bölgesel sorunları yönetmede etkili olamayacağı endişesini doğurdu. 2022’de gerçekleşen Zirve, ABD’nin bölgesel politikalarındaki ayrımcılığın somut bir göstergesiydi. Bu, Meksika ve diğer ülkelerin zirveyi boykot etmelerine yol açtı.
Bu hoşnutsuzluk yeni değil. 2008’de tüm Güney Amerika ülkeleri, kendi seslerini duyurabilecekleri ve kendi kaderlerini tayin edebilecekleri bir platform olan UNASUR’a katıldı. ABD ve Kanada’nın dahil olmadığı CELAC, 2011’de benzer bir amacı güderek kuruldu.
Bu bütünleşme hareketlerinin sadece sol eğilimli liderler tarafından desteklendiği yönündeki görüşler yanıltıcıdır. UNASUR ve CELAC, bölgenin çeşitli politik eğilimlerini temsil eden liderler tarafından desteklendi.
Latin Amerika’nın bu bütünleşme çabalarının altında, dışa bağımlılıklarını azaltma arzusu yatıyor. Latin Amerika’nın ekonomik zorlukları, küresel ekonomik rüzgarlara maruz kalmasının bir sonucudur. Bölgenin sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşması için, enerji üretimi, altyapı yatırımları ve ilaç yenilikleri gibi konularda bölgesel planlara ihtiyacı var.
Bölgesel bütünleşme aynı zamanda savunma alanında da fırsatlar sunmaktadır. UNASUR’un oluşturduğu Güney Amerika Savunma Konseyi, bölgesel güvenliği sağlama amacı güdüyor. Bu kurum, Latin Amerika orduları arasındaki güveni artırmayı ve askeri harcamaların artmasını engelleyerek olası bölgesel çatışmaları önlemeyi hedefliyor.
Ancak, bu bütünleşme çabaları, bölgesel liderlerin ideolojik kutuplaşmayı aşma yeteneğine bağlı olarak başarılı olabilir. Latin Amerika’daki hükümetlerin, muhalefetin radikalizasyonu gibi iç meselelerle başa çıkarken bölgesel kuruluşları güçlendirme konusunda gerekli politik sermayeyi yatırıp yatıramayacağı henüz belirsiz.
Buna ek olarak, bölgenin dış ortakları, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, bütünleşme sürecinin ilerleyişinde önemli bir rol oynamaktadır. Biden yönetimi ve ABD Kongresi’nin üst düzey üyeleri, Latin Amerika’nın Çin ile artan ekonomik işbirliği ve Ukrayna savaşına yönelik tutuk tepkisinden duydukları endişeyi ifade ettiler. ABD’nin, Latin Amerika’nın stratejik özerkliğini kabullenip kabullenmeyeceği büyük bir soru işareti.
Bununla birlikte, ABD’nin müdahalesi olmasa bile, bölgesel bütünleşme için fırsat penceresi, Latin Amerika’nın liderlerinin umduğundan daha dar olabilir. Bölgedeki birçok başkan, popüler oylarda sınırlı bir çoğunlukla iktidara geldi. Mevcut siyasi kutuplaşma, demokratik kurumların erozyonuna yol açabilir. İç siyasette bu zorluklarla başa çıkan hükümetlerin, bölgesel kurumları oluşturma konusunda gerekli politik sermayeyi yatırmaları zor olabilir.
Ancak, tüm bu zorluklara rağmen, Latin Amerika bütünleşmesinin hayali devam ediyor. ABD’nin de aralarında bulunduğu uluslararası topluluğun, bu hayali paylaşması gerekiyor. Daha bütünleşmiş bir Latin Amerika; daha güvenilir ortaklar, canlanan ekonomiler ve dirençli demokrasiler anlamına gelir. Ancak zaman daralıyor. Brasília’daki bölgesel zirvede, Lula, Güney Amerika bütünleşmesine yönelik bir yol haritası sunmaları için toplanan başkanlara sadece 120 gün verdi. Eğer bölge bu hedefe ulaşırsa, ABD’nin, bloğu bölmeye ya da üyelerini tecrit etmeye yönelik çabalarını durdurması ve Latin Amerika’nın bu yolda ilerlemesini teşvik etmesi gerekiyor.