İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

G20 Zirvesinde Global Vergi Antlaşması

1990lardaki küreselleşme ve serbestleşmeyle hayatımıza hızla giren bir olgu kapitalin devletlerarası kolayca transfer edilmesi. Şirketlerin bu kolay para akışından muazzam karlar kazandığını ancak aynı zamanda devletlerin vergi gelirlerinin azaldığını gördük bir jenerasyon boyunca. Şimdiyse bu hayalden uzaklaşıyoruz.

Bugünü anlamak için düne göz atmakta fayda var. Temmuz başında aralarında ABD, Çin ve Fransa’nın da bulunduğu 130 kadar ülke en büyük 100 uluslararası şirket için global bir vergi rejimi kurulmasında anlaştı. Bu uluslararası kurum vergisinin en azından %15 seviyesinde olacağı da kararlaştırıldı.

Çoğu şirket, düşük vergi seviyesine sahip İrlanda veya vergi cenneti Barbados gibi ülkeleri ana merkezleri göstererek operasyon yaptıkları ülkede vergi ödemekten kurtuluyordu. OECD’nin önderliğinde gelinen bu nokta bunun önüne geçmeyi hedeflese de bu sayede yabancı yatırımcı çeken ülkeler imzalamaya yanaşmadı antlaşmayı.

Aslında antlaşma dediğimiz mutabakat iki koldan oluşuyor. Orijinal teklifte ilk kısım sadece teknoloji şirketleriyle ilgiliydi. Basitçe belli bir kar marjının üzerinde operasyon yaptıkları her ülkeye vergi ödemelerini şart koşuyordu. Ancak Nisan ayında ABD’nin açıklamasıyla kapsam dijital-fiziksel en büyük 100 şirketi kapsar hale geldi.

Az önce bahsettiğimiz global bir vergi rejimi oluşturulması programın ikinci ayağını kapsıyor. Bazı ülkeler bunu egemenlik haklarından feragat etmek olarak yorumlasalar da Washington’ın tavrı bu konuda çok net oldu: ABD’li firmaların düşük vergi seviyesindeki ülkeler üzerinden az vergi ödemesini durduracak.

Tam burada, dün Venedik’teki G20 zirvesinde ekonomi bakanlarının ortak kararı önemli. Her ne kadar uluslararası seviyede her devlet egemen güçtür desek de işler ekonomik katmanda pek öyle yürümüyor. Lokomotif ülkelerin kararları diğer devletlerin kararlarını gözden geçirmeye sevk ediyor.

Avrupa Birliği Ekonomi Komisyoneri Paolo Gentiloni, antlaşmanın önemini vurgularken antlaşmanın vergi adaleti, sosyal eşitlik gibi ihtiyaçlara da cevap vereceğini anlattı. Onaylanma için Ekime kadar vakitleri olduğunu ve her ülkenin bunu kabul edeceğini umduğunu belirtmesine rağmen AB’nin “hırçın çocuğu” Macaristan halihazırda antlaşmaya karşı olduğunu açıkladı.

Yine AB-ABD hattında bu yeni uluslararası verginin Avrupa Birliğinin yürürlükte olan diğer gümrük vergilerini ne şekilde değiştireceği bir soru işareti. ABD, AB’nin COVID sonrası toparlanma için koyduğu dijital verginin kendi şirketlerini kötü etkilediğini ve kaldırılması gerektiğini söylüyor. Alınan tutumların geleceği nasıl şekillendireceğini göreceğiz.