Bugünlerde manşetleri berbat COVID-19 politikalarıyla donatan Hindistan, Çin ile gerilen ilişkileri sonrasında Avrupa Birliği ile ilişkilerin geliştirmeye çalışıyor. Portekiz’in Porto şehrinde 2013’te durdurulan ticaret antlaşması arayışının devam etmesine karar verildi.
Avrupa Birliği, Hindistan ile 2007’de oturduğu masadan Hindistan’ın korumacı ticaret politikalarını delemediği için 2013’te kalkmıştı. Ülke, otomotiv piyasası gibi belli endüstrilerde %125’lere varan gümrük vergisi uyguluyor. Neredeyse bir on yıl sonra ortak “düşman” Çin’e karşı Cumartesi günü tekrar masaya oturdular.
Ortak Düşman Kim?
Her ne kadar Çin, COVID’den dolayı zor durumda olan Hindistan’a yardım göndermeyi kabul etse de geçen hafta Çin Komünist Partisine bağlı resmi bir Twitter hesabı devletin uzaya araç gönderdiği fotoğrafı Hindistan’ın krematoryum fotoğrafı ile yan yana paylaşarak bir nevi Hindistan ile alay etti.
Hindistan başbakanı Modi, tam da bu aşamada Uygur Bölgesindeki soykırım ile ekonomik problemlerden dolayı Çin ile karşı karşıya gelen Avrupa Birliği nezdinde bir müttefik yaratma çabasında. Modi her ne kadar ticarettense jeopolitik işbirliği ve COVID-19 aşılarındaki mülkiyet hakkının kaldırılmasını arzu etse de aradığını bulamayacak gibi.
Taraflar Ne Bekliyor?
Avrupa Birliğinin Cumartesi günü Porto’da düzenlediği liderler zirvesine Hindistan başbakanı telekonferans yöntemiyle katıldı ve toplantıdan ikili işbirliği alanlarının geliştirilmesi kararı çıktı. Ancak Avrupa Birliğinin Hindistan’dan beklentileri sadece dış ürünlerdeki ticari korumaların kaldırılması olmayacağa benziyor.
Tarım ve otomotiv sektörlerindeki liberalleşmenin yanında AB, Hindistan ile dijital, çevresel ve uluslararası arenada işbirliği yapmak istiyor. Dijital anlamda altyapının da ötesine giderek yapa zeka teknolojilerdeki işbirliğine ağırlık vermek isteyen AB’nin önündeki en büyük engel Hindistan’ın data saklama regülasyonlarını tanımıyor olması.
Dijital alandaki bir diğer sorunda Hindistan’ın sosyal medya sansürü ve internet üzerindeki insan hakları. Dünyanın en büyük üçüncü karbon salınımını gerçekleştiren Hindistan’ın “adil kullanım hakkını” savunduğu bilinen bir gerçek. Bu yüzden Ursula von der Leyen ekibi bu konuda bir adım beklememeli.
Hindistan’ın bu seneki G7 zirvesine davet edilmesi uluslararası işbirliği konusunda önemli adımlardan biri. Avrupa Birliği ve Hindistan gibi iki dost-düşmanın ortak bir “tehlike” karşısında daha sıkı bir işbirliğine yönelip yönelmeyeceği merak konusu.
Biden’ın fikir mülkiyeti açıklaması ve AB’nin geçen aylarda Hint-Pasifik’te daha güçlü bir donanma bulunduracağı Hindistan için çekici gelişmeler olsa da onun AB’ye ne tür tavizler vereceği merak konusu. Bu yolun bizi bir antlaşmaya götürüp götürmeyeceğini bize ancak zaman söyleyecek.
